Image Map

SENDİKAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZ ILO SÖZLEŞMELERİ VE AVRUPA SOSYAL ŞARTI'NA UYUMLU HALE GETİRİLMELİDİR!

DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün’ün, dördüncü haftaya giren “SENDİKAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZİ İSTİYORUZ” oturma eyleminde yaptığı konuşma:

 

 

SENDİKAL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZ ILO SÖZLEŞMELERİ VE AVRUPA SOSYAL ŞARTI’NA UYUMLU HALE GETİRİLMELİDİR!

 

DİSK, kuruluşundan bu yana, çalışma ilişkilerinin demokratikleşmesi ve demokrasinin toplumsal anlamda güçlendirilmesi amacıyla mücadele etmektedir. Günümüzde bu mücadelenin en somut alanlarından biri, antidemokratik çalışma yasalarıdır. 12 Eylül döneminin uzantısı olan ve 25 yıldan beri emeği tutsak alan 2821 ve 2822 sayılı yasalar ülkemiz için utanç kaynağı olmuş ve katlanılamaz bir nitelik kazanmıştır.

 

Bu yasalarda yapılmak istenen değişikliklerle ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde uzun yıllardır çalışmalar yapılmakta, bilim kurullarına taslaklar hazırlatılmakta, Meclis’e sevk edilen yasa teklifleri TBMM gündemine bile girememektedir.

 

Bütün bunlar olurken, ILO, sendikal hak ihlalleri nedeniyle Türkiye’yi kara listeye almakta, AB ilerleme raporlarında, aynı konuya dikkat çekilmekte ve sendikal mevzuatın ILO ve AB normlarına uyumlu hale getirilmesi istenmektedir.

 

Sendikal hak ve özgürlükler;

·         Örgütlenme özgürlüğü

·         Toplu sözleşme hakkı

·         Grev hakkı

Olmak üzere üç ayaktan oluşmakta olup, bu haklar iç içe geçmiş bir bütünlük göstermektedir.

 

DİSK, taleplerini özetle:

·         Herkese sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkı verilmesi,

·         Sendikaların kendi iç işleyişlerini, faaliyetlerini serbestçe düzenleyebilme, kendi yöneticilerini serbestçe seçebilme hakkına sahip olması,

·         Sendika üyeliğinde ve üyelikten ayrılmada noter aracılığının kaldırılmalısı,

·         Yüzde 10 işkolu barajı, işletme ve işyeri barajının kaldırılması,

·         Toplu iş sözleşmesi prosedürünün sadeleştirilmesi, sendikaların çalışanların tümünü temsil eden örgütler olarak tanınması, yetki uyuşmazlıklarında referandum uygulanması,

·         Grev yasakları ve engellerinin kaldırılması,

Şeklinde dile getirmektedir.

 

Bu istemlerimizin dayanakları; ülkemizin imzaladığı ve usulüne göre yürürlüğe konulmuş bulunan ILO sözleşmeleri, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, BM Ekonomik, Siyasal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Sosyal Şartı ile ülkemiz işçi sınıfının demokratik talepleridir. 

 

Tüm gelişmiş ülkelerde kabul görmüş ve uygulama alanı bulmuş olan bu ilkelerin, ülkemizde de uygulanması ve çalışma yaşamı açısından hayata geçirilmesi artık ertelenemez bir durumuna gelmiştir.

 

Kaldı ki, Anayasa’nın 90. maddesine göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalarla, yürürlükteki yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda, uluslararası antlaşma hükümlerinin esas alınacağı düzenlenmiştir.

 

DİSK, bugüne kadar savunduğu görüşler doğrultusunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan Yasa Tasarısı Taslaklarını değerlendirmek ve yapılan çalışmalara katkı vermek konusunda azami çabayı harcamış bulunmaktadır.

 

Ancak, gelinen noktada, sendikal hak ve özgürlükleri evrensel düzeyde sağlayacak bir çabadan çok, her aşamada, var olan durumu ve 12 Eylül’ün yasakçı ve baskıcı zihniyetiyle hazırlanmış köhnemiş yapıları korumaya dönük bir çaba içinde olunduğunu gördük.

 

Bunun yanında;

·         DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu ile Nakliyat-İş Sendikası yöneticilerinin tutuklanması, Nakliyat-İş Sendikası’na karşı operasyon yapılması,

·         KESK Genel Merkezi’nin basılarak aranması ve KESK yönetecileri ile KESK’e üye sendikaların merkez yöneticilerinin tutuklanması,

·         Konfederasyon ve sendikaların siyasi kararlarla denetlenmesi,

·         Emekli-Sen’in kapatılması, Genç-Sen ve Çiftçi-Sen’e kapatma davalarının açılması,

·         Son üç yıldır 1 Mayıs kutlamalarında yaşanan vahşet görüntüleri,

·         Sinter, Ataşehir Belediyesi işçileri, Kent-AŞ, Kızılay, TEKEL, İtfaiye işçileri, vb. işçi ve emekçilere yönelen ağır saldırılar,

·         En temel sendikal haklarını talep eden kamu çalışanlarının görevden alınması, disiplin soruşturmalarına uğraması, sürgün edilmesi,

·         AKP Hükümetinin 4-C gibi yeni işçi statüleri yaratmak için kölelik yasası olarak adlandırılan “Özel İstihdam Büroları”nın Cumhurbaşkanı’nın vetosuna ve konfederasyonların itirazına rağmen tekrar TBMM’ne sevk etmesi,

·         Kıdem Tazminatı hakkımıza göz dikilmesi,

·         Hızla artan iş kazalarının iş cinayetlerine dönüşmesine karşı etkin önlemlerin alınmaması,

 

Örneklerinde olduğu gibi,

 

AKP iktidarı döneminde, eksik olan sendikal hak ve özgürlüklere saygı gösterilmediği gibi, sendikal harekete, işçi ve emekçilere karşı düşmanca tavır sergilenmiş, sendikaların, işçilerin ve emekçilerin en temel, meşru hakları çiğnenmiştir.

2009 yılını genel olarak değerlendirdiğimizde, emekçilere yapılan saldırıların, tek tek sendikal örgütlere değil, bütün işçi sınıfına topyekün olarak yapıldığını söyleyebiliriz.

Bu nedenle, DİSK olarak ILO sözleşmelerine, Avrupa Sosyal Şartı’na
ve ülkemiz sendikal hareketinin ihtiyaçlarına karşılayacak yasal değişikliklerin bir an önce yapılması, ülkemizde özgür, demokratik bir sendikal yaşamın gerçekleşmesi için bugüne kadar sürdürdüğümüz mücadeleye aynı kararlılıkla devam edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.

ITUC ETUC