Image Map

TÜRKİYE, NASIL YAPILMAMASI GEREKTİĞİNE ÖRNEK OLAN BİR REFERANDUM YAŞADI!..

DİSK Yönetim Kurulu adına DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin Anayasa değişiklik referandumuna ilişkin olarak yaptığı değerlendirme:

TÜRKİYE, NASIL YAPILMAMASI GEREKTİĞİNE ÖRNEK OLAN BİR REFERANDUM YAŞADI!..

AKP “Başkanlık Sistemi” niyetinin kapılarını aralamaya çalışıyor!

 

12 Eylül’cülerin 28 yıldır Türkiye’ye giydirdikleri “deli gömleği”nden sonra, bugün siyasi iktidarın toplumsal uzlaşıyı yok sayarak kendi ihtiyaçları doğrultusunda belirlediği 82 Anayasa’sındaki kısmi değişiklikler, yapılan referandum sonucunda %72 katılımla, %42 hayır ve %58 evet oyuyla kabul edildi. Sonucuna bütün Türkiye olarak “katlanacağımız” referandumun içeriğine ve sürecine yönelik eleştirilerimizle birlikte, halkın “tercihine” saygı duyuyoruz.

 

Türkiye’nin anayasal sınırlarını belirleyen bir halkoylamasının nasıl yapılmaması gerektiğine örnek olan bir referandum süreci yaşadık. Referandum sonucunda ortaya çıkan bu tabloya bakıldığında; halk çoğunluğunun seçmen olarak onaylamadığı, 12 Eylül Anayasa’sını “meşrulaştıran” AKP Anayasası’yla karşı karşıya kaldığımızı söyleyebiliriz.

 

Çünkü bu değişikliklerle, 24 Ocak Kararları’ndan bugüne kadar uygulanan ekonomik politikaların köklü bir biçimde hayata geçirilmesinin yolu tamamen açılmıştır. Diğer taraftan, “yargı yerindelik denetimi yapamaz!” anlayışının anayasal bir hüküm haline gelmesi ile özelleştirmelerin ve güvencesiz çalışmanın önündeki engeller kaldırılmış; kamu çalışanlarının grev hakkı ise yasaklanmıştır.

 

Yargıda iktidarın kontrolü artırılarak AKP’nin kendi siyasi anlayışı doğrultusunda iktidar kurma özleminde yeni bir adım daha atılmış; vesayet kaldırılmamıştır. Aksine, AKP’nin gerçek niyetini su yüzüne çıkartan “Başkanlık Sistemi”ne geçişin kapıları aralanmaya çalışılmaktadır.

 

Fakat şunu belirtmeliyiz ki; 52 milyon seçmenden 22 milyon seçmenin evet oyuyla yapılan Anayasa değişikliği “Başkanlık sisteminin önünün açıldığı” şeklinde yorumlanamayacağı gibi, %58 oranı AKP iktidarının devamının onayı anlamına da gelemez.

 

Referandum sonuçları açıkça göstermektedir ki; seçmen kitlesinin çoğunluğu 12 Eylül Anayasası’nın meşrulaştırılmasına karşı çıkmış ve özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik ve sosyal yeni bir anayasa talep etmiştir.

 

Bu anlamda önümüzdeki süreçte, toplumsal kaygılar giderilerek, toplumun bütün farklılıklarıyla eşit, özgür ve barış içinde birarada yaşamasını sağlayacak eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik ve sosyal yeni bir anayasanın toplumun geniş kesimlerinin örgütleri aracılığıyla onayı alınarak yapılması kaçınılmazdır.

 

Ağırlıkla milliyetçi/muhafazakar oylarla kabul edilen bu Anayasa değişikliğinden sonra AKP hükümetinin artık söyleyebilecek bir sözü kalmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Zira AKP iktidarı, demokratik hak ve özgürlüklere ilişkin halkın yükselen taleplerini “Anayasa’nın uygun olmadığı” iddiasıyla bastırmaya çalışmış ve referandum sürecinde de, yaptıkları Anayasa değişikliklerinin kabul edilmesiyle bu hak ve özgürlüklerin sağlanacağı sözünü vermiştir.

 

O halde artık AKP, kendisinin iddia ettiği gibi elini kolunu bağlayan Anayasa değişikliği de sağlandığına göre, 2821-2822 sayılı 12 Eylül ürünü Sendikalar Kanunu ile grev ve toplu iş sözleşmesi kanunlarıyla ilgili düzenlemeler başta olmak üzere halkın ve emekçilerin gerçek ihtiyacı olan hak ve özgürlük taleplerini karşılamalıdır.

 

Diğer yandan, AKP’nin referandum sürecinde politikasının merkezine oturttuğu “12 Eylül’cülerle hesaplaşma” sözlerinin doğruluğunu artık teyit etmesi ve 12 Eylül’cüleri yargılayarak, 12 Eylül’ün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasını sağlaması gerekmektedir.

 

Öncelikle iktidarın 12 Eylül darbecileri tarafından el konularak bir dönem Anayasa Mahkemesi’ne tahsis edilen DİSK/Genel-İş Sendikamıza ait bina gerçek sahibi olan işçilere teslim edilmelidir.

 

DİSK kuruluşundan bugüne, toplumsal sorumluluk anlayışıyla ülkemizde yaşanan tarihsel her türlü gelişmeye halkın ve çalışanların yararı doğrultusunda müdahale ettiği gibi, “Eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik ve sosyal yeni bir Anayasa” talebini kamuoyuyla paylaşmış, referandum sürecinde neden “hayır” dediğini net olarak ifade etmiştir.

 

Bundan sonra da DİSK, toplumsal sorumluluk bilinciyle yılmadan, usanmadan mücadeleye devam edecektir.

 

Gözümüz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da aynı kararlılıkla iktidarın ve uygulamalarının üzerinde olacaktır.

 

ITUC ETUC