Avrupa'da Sendikal Hak İhlalleri, ITUC
2011 yılında Avrupa, en çok Yunanistan’ın etkilendiği ve etkileri hala devam eden bir krizin içindeydi. Bütçe açıklarının kapatılması için uygulanan kemer sıkma önlemlerinin tamamlayıcısı olarak birçok Avrupa ülkesinde iş kanunları değiştirildi.
Avrupa çapında sendikal haklar geriletildi. 2011 yılında gelenekselleşmiş çalışma ilişkilerinin bulunduğu bazı ülkelerde bile sendikal harekete karşı yeni bir tutum gelişti. Ama özellikle Gürcistan’da neo-liberal reformlar yoluyla işçi hakları ve sendikal haklar zayıflatıldı, Türkiye’de sendika faaliyetleri kısıtlandı ve Belarus’ta Lukaşenko rejimi tarafından bağımsız sendikalara baskı uygulandı. Avrupa Birliği üyesi olan ve Euro bölgesinin merkezinde yer alan Yunanistan ise borç krizi içerisindeydi. Yunanistan, bu borç yükünü azaltmak amacıyla Avrupa Komisyonu’nun, Avrupa Merkez Bankası’nın ve IMF’nin baskısıyla paranın değerinin düşürülmesi, maaşların ve yaşam standartları düşürülmesi gibi politikalar uyguladı.
Bu durumun toplu pazarlık ve örgütlenme özgürlüğü gibi sendikal haklar bakımından sonuçları oldu. Sonbahar aylarında toplu iş sözleşmelerinde geçerli olan kurallar değiştirildi ve sendikaları güçsüzleştirecek yeni yasalar yapıldı.
Yunanistan daha çok dikkat çekse de, Portekiz hükümeti, işçi sendikalarının itirazlarına rağmen, bir kurtarma planını kabul etmeye hazırlanıyor. Finansal kriz içerisinde olan diğer AB üyesi ülkelerden Macaristan ve Romanya ülke ve işkolu düzeylerinde toplu pazarlık sisteminin altını oyarak iş kanunlarını emekçilerin ve sendikaların aleyhine değiştirdiler.
Avrupa Birliği dışındaki ülkeler arasında Gürcistan önemli bir örnek oluşturmaktadır. Gürcistan ekonomisi büyük bir ilerleme göstermesine karşın Sakaşvili yönetimince uygulanan radikal neo-liberal politikalar işsizliğin yükselmesine neden oldu. Sendika karşıtlığı yayınlaştı. Toplu pazarlığın altını oyan ve 2006 yılında çıkartılan sendika yasası sendikaların üye sayısında 100.000 kişilik bir düşüşe sebep oldu. Sendikalar hem kamusal alanda hem de özel sektörde işverenler karşısında temsil güçlerini kaybettiler. Gürcistan uzun bir zamandandır ILO’nun eleştirilerine ve işçilerin taleplerine rağmen sendikal hakları kısıtlıyor.
Türkiye’de sendikal hakların yetersiz korunması sonucunda 2011 yılında çok çeşitli hak ihlalleri meydana geldi. Ülkede sendikal haklar hala yasalar düzeyinde yeterince kurumsallaşmamış durumda. Örgütlenme özgürlüğü ve grev hakkı hala çok çeşitli kısıtlamalara maruz kalıyor. Sendikalarla ilgili yasa taslağı Avrupa ve uluslararası normların çok uzağında. Sendikaların kazanılmış hakların kaybedilmesi bağlamında olumsuz karşıladığı bu yasa taslağı 2011 yılı sonunda mecliste tartışıldı. Birçok iş kolunda örgütlenme zorluğu nedeniyle işçi hakları geriye gitmekte ve işçiler sendikalaşamamaktadır.
2011 yılında da sendika üyesi oldukları gerekçesiyle işçilerin işten çıkarıldığı görüldü. Bunlar arasında en vahim örnekler ise: 25 petro-kimya işçisinin işten atılması, Düzde’deki DESA fabrikasında sendika temsilcisinin terör faaliyetler suçlamasıyla tutuklanması, Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye 110 metal işçisinin sendika üyeliği nedeniyle işten atılması ve 25 Eğitim-Sen üyesinin terörle mücadele yasası kapsamında tutuklanmasıdır.
Yunanistan, Gürcistan, Belarus ve Türkiye’de sendikaların durumu dikkat çekse Arnavutluk, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Sırbistan ve Ukrayna gibi birçok Avrupa ülkesinde sosyal diyalogun önü sendikalar aleyhine kesildi ve sendikalar güç kaybetmeye devam ettiler. Çalışma hayatının değişmesi ve kısa süreli iş sözleşmeleri sendikal örgütlenmeyi zorlaştırmıştır. Belarus ve Hırvatistan bunun en uç örneklerini oluşturmaktadır.
Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Makedonya, Polonya ve Sırbistan gibi birçok Orta ve Doğu Avrupa ülkesinde sendikal etkinlikler nedeniyle işten çıkarmalar görülmektedir. Belçika’da sendikal hareketlere karşı düşmanca bir tavır ve bunun getirdiği işten çıkarmalar gözlenmektedir. Sendikal hakların yasalarca korunması özellikle Belarus, Kosova ve Rusya Federasyonu’nda zayıflamaktadır. Arnavutluk ve Moldova’da yasaların tam anlamıyla uygulanmaması da bir başka problemi oluşturmaktadır.
Ekonomik politikalarla engellenmeye çalışılsa da Avrupa sendikal hareketinin önünde çok önemli mücadele alanları bulunmaktadır.