Image Map

GAZİANTEP'TE DİRENEN TEKSTİL İŞÇİLERİNİ DAYANIŞMA DUYGULARIMIZLA SELAMLIYORUZ: MÜCADELENİZ MÜCADELEMİZDİR!

DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu’nun, Gaziantep’te devam eden tekstil işçilerinin direnişiyle ilgili açıklaması:

GAZİANTEP’TE DİRENEN TEKSTİL İŞÇİLERİNİ DAYANIŞMA DUYGULARIMIZLA SELAMLIYORUZ: MÜCADELENİZ MÜCADELEMİZDİR!

 

Gaziantep 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde Gürteks, Gür İplik, Canan Tekstil, Zafer Tekstil, Motif İplik, Zeki Mensucat, Meltem Tekstil ve Şireci Tekstil firmalarında tekstil işçilerinin çalışma koşullarına, yıllardır artan haksızlığa ve işveren baskılarına karşı başlattıkları grev birinci haftasını doldurdu. Toplamda grevdeki işçi sayısı ise 3000’i aştı.

 

Gaziantepli tekstil işçilerini çileden çıkartan şey, Türkiye’de işçi sınıfının hiçte yabancısı olmadığı, AKP iktidarının neoliberal ekonomik politikalarıyla daha da ağırlaşan, çalışanlara güvencesizliğin ve örgütsüzlüğün dayatıldığı koşullardır! Uzun çalışma süreleri, sigortasız çalıştırma, güvencesizlik, düşük ücretler, ödenmeyen ikramiyeler, haksız işten çıkarmalar, keyfi ücret kesintileri, örgütsüzleştirme, insanlıktan yoksun çalışma ortamları ve insan onuruyla bağdaşmayan davranışlar bunların en önde gelenleridir.

 

Sendikalar hükümet politikalarıyla zayıflatılıp işyerlerinden silinmeye çalışıldıkça, işverenler de işçilerin kazanılmış haklarını birer birer ortadan kaldırmakta, onları tümüyle köle koşullarında çalışmaya zorlamaktadır. Hükümet politikalarından cesaret alan işverenler Gaziantep’te sendikalı işyerlerini de örgütsüz ve toplu sözleşmesiz bırakmak için yoğun çaba içerisine girmiştir.

 

İşte Gaziantep’te ortaya çıkan tekstil işçilerinin büyük tepkisi böyle bir süreç ve birikimin ürünü olarak işçilerin sabrının çatladığı noktadır! Bugün Gaziantep’te tekstil işkolunda yaşanan bu “sabır çatlaması” yarın başka işkollarında da bardağın taşmasıyla birlikte yaşanacaktır…

 

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Ocak-Temmuz 2012 raporuna göre, Gaziantep’in tekstil ve hammaddeleri ihracatı 521 milyon dolarla ifade edilirken, binlerce tekstil işçisi karın tokluğuna çalıştırılmaktadır. Parti tabelalarında “adalet” ve “kalkınma” sözcüğü geçen ve Türkiye’ye “hüküm” edenlerin kimler için adalet istediklerini, kimlerin kalkınması için canla başla çalıştıklarını bu derin uçurum yeterince açıklamaktadır!

 

Gaziantepli tekstil işçilerinin haklı talepleri çok açık ve nettir! Son derece insani olan bu talepleri hemen karşılanmalı, hakları iade edilmelidir.

 

Fakat bir o kadar net olan şey, bu taleplerin alınabilmesi ve haklarının korunup kalıcılaşması için işçilerin kendi öz güçleriyle başlattıkları bu direnişi örgütlü bir birlikteliğe dönüştürme mücadelesiyle birlikte yürütmeleridir. Aksi halde kısa vadede bir zafer kazanılsa da bu asla kalıcı olmayacaktır. Bunun tek yolu da, hükümet politikaları ve işverenlerin tüm çabalarına karşı sendikal örgütlülük altında birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır.

 

Elbette kimi sendikaların iktidarların ve sermayenin arka bahçesine dönüştüğü, işçi temsiliyetinin ve iş güvencesinin olmadığı koşullarda, “sendikalıymış gibi” olmak da tek başına yeterli değildir. Bu nedenle işçiler gerçekten söz ve karar sahibi oldukları, demokrasinin eksiksiz işlediği bir sendikal çatı altında toplanmalıdır.

 

İkramiyelerin ödenmesi, ikramiye olmayan yerlerde ikramiye konulması, ücretlerin insanca yaşanacak düzeye getirilmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve birçok sosyal hakkın kazanılması için, emekçiler sayesinde bu fabrika bacaları tütüyorsa, öncelikle işçi evlerinin bacalarının tütmesini sağlamak için tüm işçi kardeşlerimiz mevcut birlikteliklerini, gerçek bir sendikal örgütlenme ile perçinlemelidir.

 

Gaziantepli tekstil işçilerinin başlattıkları bu onurlu mücadeleyi başarıya taşımaları için herkes elinden gelen çabayı gösterecek, dayanışma yükseltilecektir.

 

DİSK bütün olanakları ve dayanışma duygularıyla Gaziantepli tekstil işçilerinin yanındadır, kapımız işçi kardeşlerimize sonuna kadar açıktır!

 

 

ITUC ETUC