25 ASKERİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN ŞEY EĞER 'SABOTAJ' DEĞİLSE, ATEX KURALLARI NEDEN UYGULANMADI?
DİSK Genel Başkanı Erol Ekici’nin, Afyonkarahisar’da 25 askerin ölümüyle sonuçlanan olaya ilişkin açıklaması:
25 ASKERİN ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN ŞEY EĞER R16;SABOTAJ’ DEĞİLSE, ATEX KURALLARI NEDEN UYGULANMADI?
Afyonkarahisar’da konuşlu Kara Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı’na bağlı Mühimmat Depo Komutanlığı’nda, el bombalarının depolandığı bir cephanelikte yapılan çalışma sırasında, “henüz bilinmeyen” bir nedenle meydana gelen patlama sonucunda, 25 asker yaşamını yitirdi.
Önemsenmesi gereken belirli kesimlerce iddia edilen “sabotaj” veya “saldırı” ihtimali bir yana; kuralsızlığın, güvencesizliğin ve denetimsizliğin alabildiğine yaygın ve insan yaşamının “ucuz” olduğu ülkemizde cinayet boyutunda yaşanan “kazalar” toplu ölümlere yol açmaya devam ediyor.
Her yıl iş cinayetlerinde yaşamını kaybeden insan sayısının savaşlarda yaşanan kayıplardan fazla olması, ülkemizde insana verilen “değeri” gözler önüne seriyor. Kuralsızlığın, güvencesizliğin ve denetimsizliğin, yani alabildiğine kötü bir yönetimin “günahını” “takdiri ilahi” olarak gören iktidar sahiplerince, Afyonkarahisar’da yaşanan ve 25 insanın ölümüne yol açan dram da yine laf kalabalığıyla geçiştirilecek gibi gözüküyor.
Yetkililer yaptıkları açıklamalarda “sabotaj” veya bir “saldırı” olmadığını öne çıkardıklarına göre, 25 insanın ölüme gönderilmesinin arkasında yatan sorumluluklarını gizleyeceğini düşünüyor olmalılar.
Oysa Türkiye’nin de imzaladığı, 2003 yılından itibaren Avrupa Topluluğu’nda uygulanması zorunlu hale getirilen, patlayıcı ortamları, patlayıcı ortamlarda kullanılabilecek ekipmanları ve özelliklerini, alınması gereken önlemleri tanımlayan, açıklayan ve sınıflandıran direktiflere; Avrupa Birliği’nde ise 9/94/EC sayılı direktif ile tesis edilen emniyet standartlarına uyulmuş olsa, 25 insanın aynı anda can vermesi olanaksız olurdu.
Tıpkı tersanelerde, maden ocaklarında, atölyelerde, şantiyelerde toplu ölümlere gönderilen işçiler gibi, askere alındıktan sonra hiçbir güvenceleri olmayan, canını tamamen devlete emanet eden gencecik insanların nerede ve ne zaman hayatlarını kaybedecekleri tamamen tesadüfe veya “takdiri ilahiye” bırakılmış durumda. Çünkü insan hayatına değer verilmeyen bir yönetim altında insanlarımız ülkenin her köşesinde tamamen kuralsız, güvencesiz ve denetimsiz olarak “kazara” yaşamlarını sürdürmektedirler.
DİSK olarak yaşanan bu dramın, “Benzer olaylar Pakistan’da da, Hindistan’da da oluyor” sözleriyle geçiştirilemeyecek kadar önemli olduğu için bütün boyutlarıyla incelenmesini, en üst makamlardan başlamak üzere en alt makama kadar tüm sorumluların açığa çıkartılmasını istiyor; yaşamını kaybeden askerlerin aileleri ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.