Image Map

ITUC VE ETUC'DAN ANTİDEMOKRATİK SENDİKALAR YASASI'NA TEPKİ!

 Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC)ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Başbakan Tayyip Erdoğan’a Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı’na ilişkin kaygılarını içeren bir mektup gönderdi.

ITUC ve ETUC, Meclis’te görüşülmekte olan tasarının uluslararası sözleşmelerle uyumsuz olduğunu belirtti.

Ortak mektuba göre yasa teklifi ILO sözleşmelerini açıkça ihlal eden maddeler içermekte ve işçilerin sendikal haklarını özgürce kullanmasının önüne engeller koymaktadır. Tasarının yasalaşması halinde işçilerin örgütlenme ve toplu sözleşme haklarını kullanmaları imkânsız hale gelecektir.

ITUC ve ETUC Genel Sekreterleri, daha önce detaylı teknik raporlar yayımladıklarını belirttikleri mektupta AB İlerleme Raporu’nu da hatırlattı. Geçtiğimiz hafta yayınlanan İlerleme Raporu sendikal haklar konusunda ilerleme olmadığını ifade etmiş, barajları ve grev hakkına yönelik kısıtlamaları vurgulamıştı.

ITUC ve ETUC birer kopyasını Meclis’te grubu bulunan partilere de gönderdiği mektupta hükümetten işçilerin günlük hayatlarına somut yansımaları olacak değişiklikler talep etti.


Sayın Başbakan,

Size, 153 ülkede 308 sendikadan 175 milyon işçiyi temsil eden Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve 36 Avrupa ülkesinde 85 sendikada 60 milyon işçiyi temsil eden Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) adına yazıyoruz.

Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı, şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmektedir. ITUC, ETUC, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve küresel sendikal hareket tarafından dile getirilen ciddi kaygılara rağmen mevcut yasa taslağının bazı kısıtlı ilerlemeler göstermekle beraber, AB standartları ve Uluslararası standartlardan ve temel sendikal hakların tam olarak uygulanmasını sağlamaktan çok uzak olduğunu söylemekten üzüntü duyuyoruz. 

Toplu görüşme sistemini ve sendikal özgürlükleri düzenleyecek olan bu yasa, uzun yıllardır ILO denetim organlarının ve uluslararası sendikal hareketin eleştirileri altında olan iki yasanın yerini alacaktır. Bu yeni yasa, uluslararası temel sözleşmelerin imzacısı olan Türkiye için uluslararası ve Avrupa düzeyinde çeşitli standartları karşılaması için bir fırsattı. ITUC ve ETUC, durumun hiç de böyle görünmemesinden derin üzüntü duymaktadır.

Bildiğimiz kadarıyla, yasa teklifi bu standartları açıkça ihlal eden maddeler barındırmaktadır. Sendikal hakların özgürce kullanılmasının önündeki engeller kaldırılmamıştır; bu engeller ki Türkiye işçi sınıfının örgütlenme ve toplu sözleşme haklarını özgürce ve tamamıyla kullanmalarını imkansız hale getirmektedirler.

Aralık 2011’de gönderilen bir mektupta, diğer bazı küresel federasyonlarla beraber, ITUC ve ETUC, hükümetinizden yeni bir yasa hazırlanırken işçi haklarında daha ciddi ilerlemeler kaydedilmesini istemişlerdi. Söz konusu mektup, taslak yasanın eksikleri konusunda detaylı bir analiz sunmaktadır.

Nisan 2012’de, ILO ofisi aralarında 87 No’lu Örgütlenme Özgürlüğü ve 98 No’lu Örgütlenme Hakkı ve Toplu Sözleşme Hakkı sözleşmelerinin de yer aldığı ILO temel sözleşmeleri ile uyumlu olması için yasada yapılması gereken değişiklikleri açıkça belirten bir Memorandum yayınlamıştır.
 
Görüşülmekte olan yasanın ne ILO, ne de sendikal hareketin taleplerini içermemesinden derin üzüntü duyuyoruz. Aksine ikili barajı korumaktadır. Dahası, şu anda yüzde 10 olan ülke düzeyindeki barajı şeklen düşürürken ayı zamanda sektörleri birleştirmek ve hesaplamanın temellerini değiştirmektedir. Bu durum, işkolundaki işçi sayısını arttırarak, barajı fiili olarak yükseltmektedir.

Dahası, sendika üyeliği veya toplu sözleşme hakkının kullanımında çok sayıdaki bürokratik prosedür halen devam etmektedir. Bu süreçler, sendikaların iç işleyişine müdahale etmek suretiyle temel sözleşmeleri ihlal etmektedir. Yasa, işverenlerin yetkiye itiraz etmeleri durumunda uzun süren yasal süreçleri çözecek herhangi bir yeni araç getirmemektedir. Yetki itirazları, bir sendikanın toplu görüşmenin bir tarafı olarak tanınmasını engellemek için sık kullanılan bir yöntemdir. Son olarak, zaten ciddi bir şekilde kısıtlanmış olan grev hakkı, görünen o ki, daha da sınırlandırılmaktadır.

Bu yasa eğer geçerse sendikalar için ciddi sonuçları olacaktır. Pek çok sektörde, sendikalar toplu sözleşme yetkilerini kaybedeceklerdir. Dolayısıyla çok sayıda işçi toplu sözleşme hakkından mahrum bırakılacaktır.

Bu yasa tartışılırken, AB Komisyonu Türkiye’nin 2012 ilerleme raporunu yayınladı, bu raporlarda Komisyon, her bir aday ülkenin geçen yıl içinde kat ettiği ilerlemeye dair değerlendirmelerini sunmaktadır. Bu rapor, Türkiye’nin mevcut çalışma mevzuatının AB ve ILO standartlarını karşılamadığını açıkça belirtmektedir. Toplu sözleşme sürecine girebilmek için gereken yüksek barajlara ve grev hakkına yönelik kısıtlamalara özel olarak değinmektedir. Yine, şu anda tartışılan yasa bu konularda herhangi bir ilerleme içermemektedir. Buna rağmen Hükümet bu yasayı ILO Sözleşmeleri ve uluslararası standartlarla uyumluymuş gibi ve AB müzakere sürecinde 19’uncu Başlığın açılması yolunda  bir adımmış gibi göstermeye çalışmaktadır.

Hükümetinizin söylediğinin aksine, bugünkü haliyle bu yasanın geçmesi, temel Avrupa ve ILO standartlarını açıkça ihlal ettiği için, işçi hakları dahil insan haklarına saygılı işleyen bir demokrasiye doğru ilerlemenin bir göstergesi olmayacaktır.   

Sizden Meclis’deki çoğunluğunuzu kullanarak Toplu İş İlişkileri Yasasında, işçilere günlük hayatta daha somut özgürlükler tanıyacak anlamlı değişiklikler yapmanızı talep ediyoruz.

İlginiz için teşekkürler.

Sizin için uygun olan en kısa sürede mektubumuza cevap verirseniz memnun oluruz.
 
Saygılarımızla,
 
Sharan Burrow    Bernadette Ségol
ITUC Genel Sekreteri   ETUC Genel Sekreteri

ITUC ETUC