ASGARİ ÜCRETTE OYNANAN ORTAOYUNUNU DEŞİFRE EDECEĞİZ!
DİSK Genel Başkanı Erol Ekici’nin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde yapılan asgari ücret protesto eyleminde yaptığı konuşma:
ASGARİ ÜCRETTE OYNANAN ORTAOYUNUNU DEŞİFRE EDECEĞİZ!
Değerli Basın Emekçileri, Değerli Mücadele Arkadaşlarım,
Bugün, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” adı verilen ortaoyununun son sahnesi burada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda oynanıyor. Ancak bu oyunun sahnesi çalışanlara tamamen kapalı. Çünkü içeride ne konuşulduğu bilinsin istenmiyor. Oyun bitiminde sahnelenen neymiş onu öğreneceğiz. Aslında ortaya ne çıkacağı da daha önceden ilan edildi.
Ekonominin gerçekleri, Türkiye sermayesinin rekabet gücü, enflasyon hedefi gibi pek çok bahane ile sefalette ısrar eden rakamlar açıklanacak. Yani asgari ücretli, yani bu halk bir kez daha enflasyon hedefi tutsun diye evine daha az ekmek götürecek, patronlar daha fazla kazansın diye evine daha az ekmek götürecek.
Masada asgari ücretlinin söz ve karar hakkı yok! İradesi yok! Masada patronların sendikası ve hükümet temsilcileri beraberce oturmuş sohbet ediyor. Yılların konfederasyonu Türk-İş de bu oyuna taraf oluyor. İçerideki sohbete katılıyor. Çalışanlarla alay edercesine belirlenen rakamlara itiraz yok! Eğer itirazınız varsa ve sizi orda dinlemiyorlarsa buyrun sokağa! Sokakta tek bir laf etme gayreti yok. “Biz hazırız” dediğimiz halde, mücadelede yoklar. Ama olsun, DİSK, yüzbinlerce asgari ücretlinin sesi olmaya devam edecektir. Bu sahnede oynanan oyunu deşifre etmeye devam edeceğiz.
Değerli dostlar,
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 18 Aralık tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada. “Asgari ücreti biz yüzde 300’den fazla arttırmışız. Ve asgari ücret birçok rekabet içinde olduğumuz ülkeden kat kat daha yüksektir” demektedir. Hâlbuki reel ücret artışlarına baktığımızda durum Bakan’ın söylediklerinden son derece farklıdır. AKP hükümetleri döneminde ekonomi yüzde 63 düzeyinde büyürken, net asgari ücret, vergi iadesi ve asgari geçim indirimleri dahil, aynı dönemde reel olarak sadece yüzde 6,6 oranında artış göstermiştir.
Rekabetten bahsediliyorsa hatırlatalım; OECD hesaplamalarına göre 2000 yılından bugüne reel asgari ücret dolar bazında alım gücünü yüzde 50 kaybetti. Türkiye’de saatlik asgari ücret 2000 yılında dolar bazlı hesaplamalarda Yunanistan ve İspanya’nın üzerinde. Bugün krizdeki Yunanistan’da asgari ücret düşürülmüş hali ile 1.621 TL, İspanya’da 1.772 TL’dir.
Buna karşın dolar bazlı saatlik reel asgari ücret 2000 yılından bu yana İspanya ve Yunanistan’da yüzde 70 artmış. Macaristan ve Polonya’da iki kattan, Çek Cumhuriyeti ve Slovak Cumhuriyeti’nde 3 kattan fazla artmış. Kore’de ise yüzde 84 artmış.
Buradan soruyoruz, rekabet gücü dediğiniz şey sofralarımızdan çaldığınız ekmeğimiz mi? Yoksulluğumuz mu? Eğer buysa, alın rekabet gücünüzü yere çalın. Biz insanca yaşamak istiyoruz, insanca yaşanacak bir asgari ücret istiyoruz!
Değerli dostlar,
Geçtiğimiz günlerde açıkladık. Asgari ücretin alım gücü, ekmekte, elektrikte, odunda, kömürde, ulaşımda, tavuk etinde geriledi. “Ücretler, enflasyonun üzerinde belirlendi” dendiği halde, resmi verilerle durum bu. Enflasyon, alım gücündeki kaybı gizliyor. Yoksulluğu gizliyor. Bu durumu kabul etmek mümkün değil. Asgari ücretli daha az ısınıyor, daha az ekmek yiyor, işe gidip gelmekte bile daha fazla zorlanıyorsa, bunu dikkate almak zorundalar. Almıyorlarsa bunun hesabını dar gelirli soracaktır. Ama bugün, ama yarın bunun hesabı sorulacaktır.
Değerli dostlar,
Resmi haftalık çalışma süresi Yunanistan’da 40, İspanya’da 38 saatken, Türkiye’de 45 saattir. Asgari ücretten alınan vergi oranı Türkiye’de daha yüksektir. Yıllık ücretli izin hakkı AB ülkelerinde en az 20 gün iken, Türkiye’de 14 gündür. Buna karşın ücretlerdeki fark ortadadır. Masada yüzdelik artışlar pazarlık konusu. Hükümet yüzde 3’lük, yani 22 TL’lik artış ile “sefalete devam” demeye hazır durumda. Masadan çıkacak rakamda aşağı yukarı budur: Yüzde 3… Yüzde 5 olsa neyi değiştirir ki? Bu oranlar sefalette, yoksullukta, acımasız-vahşi sömürüde, ısrar demektir.
Değerli dostlar,
İşveren tarafından uygulanması zorunlu olan ve yasal olarak bağlayıcılığı bulunan asgari ücretin tespiti gelir dağılımını da düzenleyici bir role sahiptir. Kaynakların kimler lehine dağıtılacağı konusunda en önemli süreçlerden biridir.
Dolayısı ile asgari ücretin tespiti konusunda takınılan tutum tamamen sınıfsal bir içeriğe sahiptir. “Yoksullukla mücadele” söylemi adı altında uygulanan ekonomik politikaların sonucunda muhtaç duruma düşürülmüş geniş halk yığınlarına çeşitli “sadaka” yardımları gündeme getiren hükümet, yoksulluğu yenmenin en önemli aracı olarak görülen asgari ücretin tespitinde ülke şartları, enflasyonla mücadele gibi öznel olmayan değerlendirmelerle ücret artışlarına ket vurmaktadır.
Asgari ücretin ekonomik büyüme ve verimlilik artışından pay almaması, üretilen kaynakların belirli ellerde toplanması anlamına gelmektedir. Gelir dağılımını düzenleyici bir rol oynaması beklenen asgari ücretin, açlık sınırının bile altında belirlenmesi vicdanları zedelemektedir. Asgari ücretin, temel gereksinimleri karşılayacak bir biçimde ele alınması gerekmektedir.
Bizim taleplerimiz çok açık ve nettir:
1. Asgari Ücret Tespit Komisyonu lağvedilmeli, asgari ücretin belirlenmesi süreci bir toplu pazarlık süreci olarak ele alınmalıdır.
2. Asgari ücret, işçinin ailesi ile birlikte tüm zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde, insan onuruna yakışan bir düzeyde belirlenmelidir.
3. Görüşmeler kamuoyuna açık hale getirilmeli, anlaşmazlık durumunda işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanabilecekleri yasal zeminler oluşturulmalıdır.
4. Asgari ücretin herkese, bölge, yaş, işkolu vb. ayrımı yapılmaksızın aynı oranda belirlenmesi esas alınmalı, “Bölgesel Asgari Ücret” uygulanması yolundaki girişimlerden uzak durulmalıdır.
5. Asgari ücret, gelir dağılımını düzeltici yönde belirlenmeli ve ekonomik büyümeden pay almalıdır.
6. Asgari ücretlinin geçim haddi ile enflasyon arasındaki uyumsuzluğun yoksullaştırıcı etkisi göz önüne alınarak, enflasyon ve
rilerinde temel harcama kalemleri dikkate alınmalı, TÜFE sepeti emek örgütlerinin katılımı ile belirlenmeli ve denetlenmelidir.
7. Asgari ücretle çalışanlar için elektirik, su, doğalgaz kullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmalıdır.
8. Sabah 6:00-9:00 ile akşam 18:00-21:00 saatleri arasında ulaşım parasız olmalıdır.
9. Eğitimde hiçbir isim altında para alınmamalı, eğitimin okul dışı giderleri devlet tarafından karşılanmalı, sağlık tümüyle parasız olmalıdır.
Buradan masanın öbür tarafına, yani Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na sesleniyoruz. Gelin pazarlık masasını meydanlara kuralım. Gelin asgari ücreti sandığa götürelim. Referanduma götürelim. Gelin sendikal yasakları, grev yasaklarını kaldıralım. O zaman sizin hükmünüz kalmayacak, gücün değil haklının sesi yankılanacak. Bunun için biz sokaklarda olmaya devam edeceğiz.
Haklıyız, kazanacağız!
Hepinizi bu duygularla selamlıyorum.