Image Map

Hükümet programı işçi sınıfına kölelik vaat ediyor. Meşru direnme hakkımızı kullanacağız!

DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Atabek Çerkezoğlu’nun hükümetin 2014 yılı programına ilişkin açıklaması:

Kıdem tazminatında dair tartışmalarda hükümet gerçek niyetini en açık biçimde 2014 yılı programında ifade etmiştir. Ayladır süren kıdem tazminatı tartışmalarında DİSK’in dile getirdiği iddiaları hükümet kendi programıyla itiraf etmiştir: “Kıdem tazminatının fona devrinde amaç mali yükleri azaltmak.”

Kıdem tazminatının fona devri yoluyla ortadan kaldırılmasını, “herkes bu haktan faydalanacak” diyerek sunan hükümet, gerçek niyetini bu belgede de ortaya koymuştur. 2 Kasım 2013 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan 2014 Yılı Programında, istihdam ve çalışma hayatı konusunda politika hedeflerinden biri olarak kıdem tazminatı fonunun oluşturulması belirlenmiştir. Hükümet programında fonun amacını, istihdam üzerindeki “mali yüklerin azatılması ve rekabet gücünün artırılması” olarak duyurulmuştur.

KIDEM TAZMİNATI “YÜK” DEĞİL “HAK”TIR

Defalarca söylediğimiz gibi kıdem tazminatı bir “mali yük” değildir. Bu tazminat işçinin ödenmesi sonraya bırakılmış ücretidir. İşçinin bu ücretinin hükümet tarafından “yük” olarak tanımlanması, hükümetin zihniyetinin patron zihniyeti olduğunu göstermektedir.

Ayrıca işçi sınıfı için kıdem tazminatı bir yük değil çalıştığı işyeri ile işin sürekliliğine dair kurduğu en önemli güvencedir. Kıdem tazminatının fona devri, bu ilişkiyi tamamen ortadan kaldıracaktır. Kıdem tazminatına “mali yük” diyen hükümet ise “İstediğim zaman çalıştırayım istediğim zaman işten atayım ve bana maliyeti olmasın” talebini yıllardır dile getiren patronlarla aynı dili konuşmaktadır.

ÇOCUKLARIMIZ İÇİN MÜCADELE GÖREVİMİZDİR

Bu noktada hükümet programında yer alan “kazanılmış hakların korunacağı” iddiası tamamen mesnetsiz kalmaktadır. İşçinin hakkını “yük” olarak tanımlayan bir zihniyetin haklarımızı korumasını tabii ki bekleyemeyiz. Hükümetin geriye dönük hakları da gasp etme niyetinde olduğu, basında dolaştırılan kıdem tazminatı fonu yasa taslaklarında görülmektedir. Bunun da ötesinde kazanılmış hak sadece geriye dönük bir hak değildir. Geleceğe ve gelecek kuşaklara devredilen bir haktır. Bu anlamda “kazanılmış haklara dokunmayacağız” söylemi bir kandırmacadan ibarettir. Konfederasyonumuz, işçi sınıfının gelecek kuşakları, çocuklarımız için de mücadeleyi, emanete sahip çıkma görevi olarak kabul etmektedir.

İŞÇİNİN YAŞAMI PATRONUN İKİ DUDAĞININ ARASINA BIRAKILAMAZ

Kıdem tazminatı fonunun gerçekleşmesi halinde, patronların kıdem tazminatı maliyeti olmadan istediği gibi işçi çıkarıp alacağı bir çalışma yaşamı, amele pazarlarını geri getirecektir. 15 yıl sonra veya emeklilikte ödenecek bir kıdem tazminatı, işten atılan işçi için “kara gün dostu” olma özelliğini de yitirecektir. Sürekli işten atılma tehdidiyle karşı karşıya olan ve işten atılınca bir süre yaşamını sürdürebileceği kaynaklardan yoksun olan işçilerin daha uzun, daha ucuz,  iş güvenliği tedbirleri almadan çalıştırılması mümkün olacaktır. Amaç açık ve nettir: İşçinin kaderini ve yaşamını patronun iki dudağı arasına bırakmak ve böylece posasını daha iyi çıkarmak.

KÖLELİK BÜROLARI VE TAŞERON CUMHURİYETİNE GEÇİT YOK!

Hükümetin gerçek niyetini açıkça ortaya koyduğu 2014 programında var olan diğer hedefler de daha ucuz ve daha esnek çalıştırma hedefine uygundur. Taşeron çalıştırma ve özel istihdam büroları ile ilgili düzenlemeler, kıdem tazminatı fonu ile sağlanması planlanan kölelik düzenin tamamlayıcısıdır.

Bu hükümetin niyeti taşeron çalıştırmayı yaygınlaştırmak ve genelleştirmektir. Kamuoyuna sunulan alt işverenlikle ilgili düzenleme, taşeronu hakim bir çalışma biçimi haline getirmeyi amaçlamaktadır. Bunun da ötesinde, taşeron işçilerinin mevcut İş Kanunu’ndan doğan hakları ile sendikal hakları, hükümet tarafından bilinçli bir biçimde, yargı kararlarına rağmen engellenmektedir. Bunun için bir mevzuat değişikliğine değil, hükümetin keyfi tutumundan vazgeçmesine ihtiyaç vardır.

Yine “kölelik büroları” olarak nitelendirilen özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi kurma yetkisinin verilmesi de programın hedefleri arasında yer almaktadır. Bu düzenleme sabit bir iş ve gelir güvencesini ortadan kaldıracak, “ne iş olsa yaparım”ı bir istihdam biçimi haline getirecektir. Bu düzenlemenin hayata geçirilmesi için mevcut özel istihdam bürolarının da söz sahibi kılınacağı programdan anlaşılmaktadır. Kadınların esneklik başlığı altında, güvencesizliğin ve kuralsızlığın girdabına sürükleneceği ve kadın istihdamının özel istihdam büroları aracılığı ile sağlanacağı da anlaşılmaktadır.

MEŞRU DİRENME HAKKIMIZI KULLANACAĞIZ!

Tüm bu saldırıların amacı, hükümet programında ifade edilen şekliyle, “rekabet gücü”nü artırmaktır. Anlaşılan o ki hükümet “rekabet gücü” adına emeği daha da köleleştirmek ve ucuzlatmak istemektedir

Bu nedenle DİSK olarak binlerce #Direnİşçi ile sokaklar meydanları doldurmaya devam edecek, kıdem tazminatının gaspına karşı her türlü meşru direnme hakkımızı kullanacağız.

ITUC ETUC