Image Map

DİSK Genel Başkanı Kani Beko'dan Halkbank'taki adaletsizliklere karşı mücadeleye destek

Halk Bankası’nda fazla mesai ücretleri ile ilgili yaşanan adaletsizlikle ilgili olarak 12 Mayıs 2014 tarihinde DİSK Genel Merkezi’nde DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun da katılımıyla bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Basın toplantısında BANK-SEN Genel Başkanı ve DİSK İstanbul Temsilcisi Önder Atay tarafından bir basın açıklaması metni okundu.

Atay’ın ardından konuşma yapan Kani Beko “Yolsuzluk skandalının ardından yaklaşık 14 bin Halk Bankası çalışanını ilgilendiren fazla mesai ücretlerinde yaşanan adaletsizlik yeni bir skandaldır” dedi. Kani Beko, emekçilerin yaşadığı adaletsizliklere değinerek 15 bini aşkın Halk Bankası çalışanının haklı mücadelesinde  Bank-Sen’in yanında olacaklarını ve her türlü desteği vereceklerini belirtti ve banka emekçilerini Bank-Sen’de örgütlenmeye çağırdı.

Önder Atay’ın okuduğu açıklamanın tam metni:

HALK BANKASI’NDA FAZLA MESAİ ADALETSİZLİĞİNE SON! EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET!

Değerli basın emekçileri,
Ülkemizde çalışma sürelerinin uzunluğu bilinen bir gerçektir. Bu anlamda ülkemiz çalışan kesimlerinin çok büyük bir kesimi uzun çalışma saatlerine karşın fazla mesai ücreti almadan ve düşük ücretlerle yaşamını sürdürmek zorunda kalmaktadır. DİSK-AR’ın yayınladığı rapora göre resmi çalışma süreleri AB ülkeleri ortalamasında 38,6 saat iken Türkiye’de bu rakam 45 saat olarak belirlenmiştir. Öte yandan 50 saat ve üzerinde haftalık çalışma süresine sahip olanların sayısı 9 milyon 622 bin olarak belirtilmiştir. Bu kişilerin toplam iş başındaki çalışanların yüzde 40’ını oluşturması, yani her dört kişiden birinin haftalık 60 saatin üzerinde çalışması ise Türkiye’nin bir başka gerçeği olarak karşımızda durmaktadır.
Uzun çalışma sürelerinden maddi ve manevi olarak en çok zarar gören kesimlerden birisi de bankacılık sektöründe çalışana on binlerce emekçidir. İş kolunda kayıt dışı çalışma oranı birçok iş koluna kıyasla çok daha düşük düzeylerde olmakla birlikte fazla mesai çalışmalarında ve fazla mesai ücretlerinin ödenmesinde sektöre tam bir kuralsızlık ve kayıt dışılık hâkim görünmektedir. Birçok banka emekçisi haftada 50-60 saati bulan sürelerde çalışmakta, yıllık 270 saat olarak belirlenen fazla mesai üst sınırı birçok kurum tarafından açıkça ihlal edilmektedir. Üstelik fiilen yapılan fazla mesailerin karşılığının ödenmemesi de yaygın olarak görülmekte; hatta bunun talep edilmesi işten çıkartılmaya dahi yol açabilmektedir.
Bu gerçeğin en somut ispatı, geçtiğimiz yıl bankalara yapılan denetimler çerçevesinde kesilen idari para cezalarıdır. Bilindiği üzere 2013 yılı içerisinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın (ÇSGB) yaptığı denetimler sonucunda, çok sayıda bankaya fazla mesai uygulaması çerçevesinde yasal mevzuata uyulmadığı ve fazla mesai ücretleri ödenmediği için 500 milyon lirayı bulan idari para cezaları verilmiştir. Bu durum banka emekçilerinin çalışma koşulları ile ilgili acı gerçeği gözler önüne koyarken ceza kapsamında çalışanlara geriye dönük fazla mesai ödemesi yapılması da gündeme gelmiştir.
Biraz önce kısaca özetlediğimiz olumsuz çalışma koşullarından etkilenen kesimlerden birisi de sayıları 15 bini bulan Halk Bankası çalışanıdır. Türkiye’nin en büyük bankalarından birisi olan ve aynı zamanda kamu bankası olma vasfını da koruyan Halk Bankası’nda uzun yıllardır fazla mesai uygulamalarında tam bir kuralsızlık yaşanmaktadır. İşçinin rızasını gerektiren mevzuat hükümlerine rağmen çalışanlardan onay dahi alınmadan, zorla ve yasal sınırları aşan sürelerle uzun yıllar boyunca fazla mesai yaptırılmış ve bunun için hiçbir ödeme yapılmamıştır.
17 Aralık 2013 tarihinde başlayan ve devam eden süreçte Halk Bankası yönetimini de kapsayan yolsuzluk, usulsüzlük ve rüşvet iddiaları toplumsal olarak büyük bir etki yaratmıştır. Bu etki, aynı zamanda Halk Bankası çalışanlarının çalışma koşullarından kaynaklanan haksızlık ve adaletsizlikten dolayı tepki ve şikâyetlerinin artmasına da yol açmıştır.
Uzun süredir çalışanların gündeminde olan fazla mesai ücretleri ile ilgili olarak 30 Nisan tarihi itibariyle, Halk Bankası tarafından çalışanlara fazla mesai ücreti adı altında bir ödeme yapılmıştır.  Söz konusu ödemeler, çalışanların büyük bir kesiminde hayal kırıklığı ve haklı bir tepkiye sebep olmuştur. ÇSGB raporuna göre hesaplandığı iddia edilen fazla mesai ücretleri çalışanların fiili olarak yaptıkları fazla mesai gerçeği ile hiçbir biçimde örtüşmemektedir. Çalışanların yaptıkları fazla mesai süresinde ve bunun parasal karşılığında bir farklılaşma kaçınılmaz olmakla birlikte ortaya çıkan tablo eşit işe eşit ücret ilkesinin açıkça yok sayılması anlamına gelmekte ve büyük bir adaletsizliğe işaret etmektedir. Aynı şubede aynı sürelerde fazla mesai yapan iki çalışandan birisine binlerce liralık fazla mesai ödemesi yapılırken diğerine hiçbir ödeme yapılmaması ya da yıllardır bankada çalışan personelin önemli bir kısmına 100 TL’yi bile bulmayan komik rakamlarla ödeme yapılması yalnızca adaletsizlikle açıklanabilmektedir.
Halk Bankası’nı var eden ve bugünlere getiren binlerce çalışanın kendi emeğinin karşılığını almamasına tepki duymasından daha doğal bir şey yoktur. Ortada geçiştirilemeyecek ölçüde büyük bir hak gaspı söz konusudur. Fazla mesai ücretlerinin hangi kriterler esas alınarak ve nasıl hesaplandığı dahi tatmin edici bir şekilde çalışanlara bildirilmemiştir. Ödemelerin Çalışma Bakanlığı’nın hazırladığı rapora göre hesaplandığı şeklindeki açıklama ise banka yönetiminin asli sorumluluğundan kaçınma girişimi olarak değerlendirmemek için hiçbir neden yoktur. Çalışanların fiili olarak yaptıkları fazla mesailer karşılığında hak ettikleri fazla mesai ücreti konusunda asıl muhatapları Halk Bankası yönetiminden başkası olamaz.
Halk Bankası çalışanlarının beklentilerinin ve emeğinin karşılığı olan haklarının alınamamış olması bir kez daha hak verilmez alınır gerçeğini açık bir şekilde göstermektedir.
Eşit işe eşit ücret prensibini temel bir ilke olarak benimseyen sendikamızın bu adaletsizlik karşısında sessiz kalması ise mümkün değildir. BANK-SEN, bu konuda hukuki girişimlerde bulunacak ve konfederasyonumuz DİSK’in de desteğiyle her platformda bu adaletsizliğin çalışanların lehine çözülmesi için mücadelesini sürdürecektir. Ancak bu sürecin kalıcı kazanımla sonuçlanabilmesinin asıl güvencesi, çalışanların sergileyeceği örgütlülük ve sendikal birliktir. BANK-SEN’in çalışanlarla birlikte sesinin daha gür çıkmasının yolu, çalışanların sendikalı olup toplu iş sözleşmesi sürecini işletmesinden geçmektedir. Bunu birlikte başarmak için sürdürdüğümüz yürüyüşte bir kez daha ‘bu daha başlangıç mücadeleye devam…’
ITUC ETUC