Image Map

DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun, Kobane halkıyla dayanışmak için Suruç ziyaretinde yaptığı açıklama

DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun, Kobane halkıyla dayanışmak için Suruç ziyaretinde yaptığı açıklama:

680x365cc-urf-26-09-14-kobani-disk-aciklama1

 Vahşet ve barbarlığın sembolü IŞİD insanlığı tehdit ediyor! Ortadoğu halklarıyla birlikte Türkiye halkları da risk altında!

Bugün sadece Kürt halkı değil, tüm insanlık Rojova’da, Kobane’de varlık-yokluk mücadelesiyle karşı karşıya.

IŞİD adı verilen çete, kontrol ettiği alanlarda Hıristiyanları, Şiileri, Ezidileri, farklı inanç gruplarını, özetle kendi ilkel anlayışı dışında kalan herkesi acımasızca katletmekte, kadınlara tecavüz etmekte, onları köleleştirmektedir. Dar kafalı ve zalim bir köktendinciliği dayatan IŞİD her türden insanlık suçunu işlemektedir.

Başta ABD olmak üzere, Ortadoğu’da siyasi hegemonya peşinde olan bölgesel ve uluslararası tüm güçlerin yarattığı, vahşet ve barbarlığı sembolü IŞİD’e karşı çıkmak, bugün herşeyden önce insani ve vicdani bir görevdir. IŞİD’e karşı halkların verdiği mücadele, insani değerleri, barışı, bölgede yaşayan tüm halkların özgürlüklerini savunma mücadelesidir.

AKP hükümeti, iktidarını sürdürmek için işte böyle bir çeteyle tehlikeli bir işbirliği içinde her türlü siyasi, ekonomik ve lojistik desteği sunmaktadır. Diğer taraftan, Ortadoğu topraklarının işgalcisi, Ortadoğu halklarının katliamcısı sıfatıyla askerlerini bu topraklardan çekmek zorunda kalan ABD, IŞİD sayesinde şimdi aynı topraklara bu kez de “kurtarıcı” kimliğiyle dönmüş durumdadır.

Ama bizler bunu IŞİD’i bitirmek için yapmadığının bilincindeyiz, ABD ve AKP’nin ikiyüzlü politikalarının farkındayız. IŞİD ya da sayıları bini geçen cihatçı örgütler, havadan atılan birkaç bombayla elbette yok olmayacaklardır. Bataklığı kurutmanın tek yolu, bölge ülkelerinde yaşayan halkların meşru, demokratik iktidarlarının oluşması ve güçlenmesinden geçmektedir.

Yanı başımızda yaşanan bu emperyalist, işgalci, çıkarcı, gerici/faşist saldırılara, bu insanlık dramına sessiz kalmamız düşünülemez. ABD ve AKP’nin beslemesi cihatçı çetelere, mezhepçi faşizme karşı direniş bugün sınıf mücadelesinden ayrı düşünülemez. Bu mücadeleyi ortak bir direniş hattı içinde örgütlememiz gerektiği açıktır.

Ve yine açıktır ki bu politik coğrafyada toplumsal/siyasal yaşamın dinselleştirilmesine karşı kadın özgürlüğü ve laiklik bayrağını taşıyarak mücadele etmemiz şarttır. Bu mücadele aynı zamanda “fıtrat” ilan edilen, “kader” denilen işçi katliamlarının üzerine yükselen neoliberal yağma ve sömürü düzenine son verme mücadelesidir.

Yaşam ve özgürlük için, direnişi ve dayanışmayı bir arada büyütmeliyiz. İktidarın savaş politikalarını durdurmak için sokaklara çıkmalıyız. Kobane halkının direnişi ile dayanışmayı büyütürken aynı anda AKP iktidarının halkımızı köleleştiren tüm dayatmalarını reddedeceğiz. AKP iktidarının IŞİD’e verdiği her türlü askeri, ekonomik, lojistik, siyasi desteğin hesabını mutlaka soracağız. İnsanlara tek bir inancı, tek bir dili, tek bir yaşam biçimini dayatan tüm güçlere ve anlayışlara karşı mücadele edeceğiz.

Biz işçi sınıfıyız. Biz acıya pasaport sormayız. Biz acıları mezhebe göre, ırka göre ayırmayız. Biz o acıları kucaklayarak birleşmeyi, bütünleşmeyi hedeflemeliyiz. Ortadoğu’nun tüm dilleriyle anaların yaktığı ağıtlar bizim ağıtlarımızdır.

Bu insanlık suçlarını görmeyen gözlerin görmesi, duymayan kulakların duyması için daha güçlü haykırmalıyız: Bizim istediğimiz halkların barış içinde, kardeşçe yaşadığı bir Ortadoğu’dur. İnsanları ırk mezhep ayrımına göre birbirine düşürenlere karşı bizim hedefimiz barıştır, demokrasidir, özgürlüktür. Bizim için Filistin Şengal’dir. Şengal Gazze’dir. Gazze Kobane’dir.

Emperyalizmin ve bölge devletlerinin politikalarının sonucu palazlanan katliamcı barbarlara karşı bu bir insanlık mücadelesidir. Tüm işçi sınıfını ve halkımızı, Kobane’deki bu insanlık mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz.

Yaşasın işçilerin birliği! Yaşasın halkların kardeşliği!

ITUC ETUC