Yaşamını çalanlara karşı onurunla #Direnİşçi!
13 yıldır her seçim bir öncekinden daha adaletsiz bir seçim olarak yaşandı. 7 Haziran 2015 seçimi ise 12 Eylül darbe Anayasasının oylandığı 1982 referandumunun ardından görülen en adaletsiz seçim oldu.
Tüm adaletsizliklere rağmen iktidar partisinin oyları bir önceki genel seçimlere göre 9 puan azaldı. Bu seçim sonuçları, işçilerin, işsizlerin, emeklilerin, köylülerin, gençlerin, kadınların ve bu topraklarda ötekileştirilmek istenen her kesimin rahatsızlıklarını göstermiş ve halkın %60’ı AKP politikalarına ve “başkanlık” dayatmasına “Hayır!” demiştir!
Tek adamın yönettiği şirket rejimi projesi bu seçimde iflas etmiştir. Emekten, barıştan, demokrasiden yana partiler toplam olarak mecliste daha güçlü temsil edilmektedir. Emek ve demokrasi güçlerine bu aşamadan sonra daha fazla sorumluluk ve görev düşmektedir.
2015 yılında şu ana kadar 2 Soma katliamından fazla işçi öldü. Eğer iş güvenliği önlemleri alınsaydı, eğer insan hayatı paradan daha önemli olsaydı bu arkadaşlarımız aramızda olacaktı.
Bu ülkede taşeron cehennemi hızla büyüyor. Bu da yetmiyor. Özel İstihdam Büroları ile işçileri köle gibi alıp satmak istiyorlar. Kıdem tazminatını kaldırıp işçiyi işten atmayı daha ucuz hale getirmek istiyorlar.
İçinde bulunduğumuz süreçte Konfederasyonumuzun görevi, AKP’nin seçimden sonraya ertelediği ve sermayenin ısrarla talep ettiği kıdem tazminatının gaspı ve kölece çalıştırmanın yaygınlaşması gibi işçi sınıfına yönelik saldırı programlarına karşı uyanık olmaktır.
Bizim görevimiz 12 Eylül’ün koyduğu ve AKP’nin koruduğu sendikal barajları yıkmaktır; grev ve toplu sözleşme haklarımıza sahip çıkmak, onları geliştirmektir. Bizim görevimiz işçilerin hür iradeleriyle sendikalara üye oldukları, referandum ile sendikalarını seçtikleri bir sendikal düzen için mücadele etmektir.
Gün icazetli sendikacılığa karşı DİSK’te birleşme günüdür! Gün, 15-16 Haziran 1970’teki kararlılığı gösterme, “İnadına sendika, inadına DİSK” diye haykırma günüdür!