Image Map

DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun göçmen işçilerin istihdamı üzerine açıklaması

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, ilke olarak doğduğu ülkeye, etnik kökenine, inancına bakılmaksızın tüm işçilerin iş güvenceli, sendikalı işlerde, insanca yaşayabileceği bir ücretle ve sosyal haklarla çalışma hakkını savunur

Hükümetin on binlerce insanın yerinden yurdundan olmasına sebep olan ve komşu bir ülkede iç savaşı kışkırtan dış politikası artık içeride de bir dizi karmaşık sorunlara neden olmakta ve bu sorunlar ciddi toplumsal gerilimlere yol açmakta.

Sorunun gerçek çözümü insanların doğduğu toprakları terk etmek zorunda kalmadan, insanca çalışıp insanca yaşayabilecekleri barış ortamının tesis edilmesidir. Ancak fiili durum maalesef bundan oldukça uzaktır.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, ilke olarak doğduğu ülkeye, etnik kökenine, inancına bakılmaksızın tüm işçilerin iş güvenceli, sendikalı işlerde, insanca yaşayabileceği bir ücretle ve sosyal haklarla çalışma hakkını savunur. Bu ilkeden hareketle Konfederasyonumuz, bulunduğumuz ortamda göçün giderek daha fazla yaşandığı gerçeğini de tespit ederek göçmen işçilerle ilgili çalışmalar yapmayı konfederasyonun görev ve yetkileri arasına dahil etmiştir.

Fiilen Türkiye’de kayıtdışı biçimde, asgari ücretin altında, kölece koşullarda çalıştırılan yüz binlerce göçmen bulunmaktadır. Sadece Suriyeliler değil, dünyanın bir çok yerinden işçiler çalışma izinleri olmadığı gerekçesiyle insanlık dışı koşullarda çalıştırılmaktadır. Bu bir hak gaspıdır ve fiilen oldukça yoğun yaşanmaktadır.

Bir ülkede bir işçinin hakkının gasp edilmesi tüm işçilerin hakkının gasp edilmesi anlamına gelir. Bu nedenle sadece Suriye’den değil başka bir ülkeden gelerek bu ülkede alınteri döken tüm göçmen işçilerin, kayıtdışı çalışma koşullarına mahkum bırakılmamasını, çalışma izni sorunlarının çözülmesini ve eşit haklarla çalıştırılmasını destekleriz. Öte yandan bu konuda bir yasal düzenleme olacaksa sadece Suriyelilere yönelik değil kesinlikle tüm göçmen işçilere yönelik olmalıdır. Aksi bir durumun, sadece bir ülke yurttaşlarına yönelik bir düzenlemenin de eşitlik ilkesine aykırı olacağı açıktır.

Öte yandan yasal düzenlemede yer alacağı daha önceki aylarda basında iddia edilen daha düşük sigorta primi ve benzeri uygulamalar eşitlik ilkesine uymamaktadır. Daha düşük sigorta primiyle veya benzeri başka düzenlemelerle daha ucuz işgücü ordusu yaratmaya kalkmak ayrımcılıktır. Böylesi bir düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değildir. Ve en önemlisi de böylesi bir eşitlik ilkesine aykırı düzenleme, işsizlik oranının yüksek olduğu ülkemizde yeni bir ucuz işgücü kitlesi yaratarak ciddi toplumsal sorunlar doğurabilir.

DİSK, üyesi olduğu Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’nun (ETUC) göçmen işçiler ile ilgili taleplerinin takipçisidir. Uluslararası sendikal hareket göçmen işçiler için “eşit işe eşit ücret” çağrısı yapmakta ve küresel ölçekte kampanyalar yürütmektedir. ITUC’un raporlarına göre en kötü koşullarda yaşayan ve çalışan işçilerin büyük bölümünü göçmen işçiler oluşturmaktadır. Biz ülkemizde böylesi bir ayrımcılığa geçit vermeyiz. Avrupa’da Türkiyeli işçiler nasıl ki sendikalı, sigortalı çalışıyorsa, Türkiye’de de göçmen işçiler için benzeri koşullar geçerli olmalıdır. Tartışılan düzenlemeyi görmemekle beraber, göçmen işçilere yönelik eşitlik ilkesine aykırı herhangi bir düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değildir.

Ayrıca, Türkiye’de sendika üyeliğinin e-devlet üzerinden yapılması bir sıkıntı yaratacaktır. Göçmen işçilerin sendikasız çalıştırılmaya zorlanması kabul edilemez bir durumdur. Sendika ve toplu sözleşme ırkına, kökenine, inancına, milliyetine bakılmaksızın tüm işçilerin hakkıdır. E-devlet sistemi bu koşullar altında yeni sıkıntılar yaratmaya devam edecektir.

Türkiye’yi yönetenler göçmen işçiler ile ilgili olumlu bir adım atmak istiyorsa, palyatif tedbirlerin ötesine geçerek vakit geçirmeksizin Uluslararası Çalışma Örgütü’nün  (ILO) göçmen işçilerin haklarına ilişkin sözleşmelerini imzalamalı ve yürürlüğe koymalıdır. ILO’nun  “İstihdam Amacıyla Göç” hakkındaki 97 Sayılı sözleşmesi ve “Göçmen İşçiler” hakkındaki 143 Sayılı Sözleşmeleri, göçmen işçilerin haklarını güvence altına almakta ve göçmen işçilere yönelik suiistimalleri önlemeyi amaçlamaktadır. Bu sözleşmelere göre göçmen işçiler; ücret, çalışma saatleri, izin,  asgari çalışma yaşı, eğitim, sendika üyeliği ve barınma gibi haklardan eşit şekilde faydalanmalıdır.

Özetle hükümet Ortadoğu ve Suriye politikalarının ülkemizde yol açtığı toplumsal krizi yönetebilmek için bir düzenleme hazırlığındadır. Ancak bunu yaparken çok dikkatli olunmalı, bir krizi çözmek isterken başka toplumsal krizler yaratılmamalı, dünyadaki deneyimler ve uluslararası sözleşmeler doğrultusunda adım atılmalıdır.

 

ITUC ETUC