“Laiklik İşçi Sınıfının Davasıdır! Savunacağız!”
DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkanımız Kani Beko’nun laiklik tartışmaları ile ilgili açıklaması:
Laiklik İşçi Sınıfının Davasıdır! Savunacağız
TBMM Başkanı’nın “yeni anayasada laiklik olmamalı” beyanı toplumun geniş kesimlerinde büyük rahatsızlık uyandırmış, “laiklik” talebi, 2016 1 Mayıs kutlamalarına da damgasını vurmuştur.
Anayasa tartışmalarının sürdüğü ve hükümetin başkanlık sistemi adı altında “tek adam rejimi”ni kurumsallaştırmak için hazırlıklar yaptığı bir dönemde, buna paralel olarak laikliğin de altını tamamen boşaltmaya yönelik TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın açıklamaları, büyük tepki uyandırmıştır.
Kendisi bu devletin protokol bakımından ikinci sıradaki kişisidir; Cumhurbaşkanına yokluğunda vekalet eden kişidir ve bu beyanın kişisel bir “fikir jimnastiği” olarak algılanamayacağı açıktır. Laikliğin adım adım altının oyulmasını, işlevsizleştirilmesini yasallaştırmak isteyen iktidarın çeşitli arayışlar içinde olduğu ortadadır.
Laikliğin tamamen ortadan kaldırılması da dahil olmak üzere, gündeme getirilen bir çok Anayasal değişiklik, AKP iktidarının dayattığı rejim değişikliği sürecinin bir parçasıdır.
Laikliğin tamamen yok edilmesiyle kurumsallaştırılmak istenen rejime damgasını vuran, sınırsız bir emek düşmanlığıdır. Bu açıdan laikliğe sahip çıkmak büyük oranda işçi sınıfının omuzlarındaki bir görevdir.
Laiklik yok edildiğinde iş cinayetleri “kader”/”fıtrat” denilerek aklanır.
Laiklik yok edildiğinde işçilerin sendikalaşması, hakkını araması, grev yapması “günah” diyerek bastırılır.
Sermaye ve sermaye iktidarı işçileri daha kolay köle haline getirmek için laikliğin altını boşaltmaktadır.
Emeğe dönük saldırıların hiç olmadığı kadar arttığı günümüzde, inançların laikliğe aykırı bir biçimde sermaye ve sermaye iktidarını korumak için kullanılması, işçi haklarının gasp edilmesine hizmet etmekte; dolayısıyla iktidar için stratejik bir rol oynamaktadır.
“Laiklik”, inancı ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit olması demektir, kardeş olması demektir, bir olması demektir. Laikliğin ortadan kaldırılması ise işçilerin inançlarına göre ayrılmasına, bölünmesine, ötekileştirilmesine, böylece işçilerin birbirine düşürülmesine de yol açmaktadır.
İnsanların inançlarının bu şekilde sermaye birikimini ve iktidarı güçlendirmek için kullanılması, işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarını tehdit etmektedir. İşte bu nedenle laiklik işçi sınıfının önemli bir mücadele konusudur.
Açıkça belirtmek isteriz ki, işçi sınıfının evrensel ve tarihsel laiklik mücadelesi dine ve dindarlığa karşı değil; , sermayenin emeğe dönük kapsamlı saldırılarına dinsel kılıf geçirilmesine, insanların inançlarının sermaye ve iktidar güdümüne girmesine karşı olmalıdır.
Bu açıdan işçi sınıfının evrensel ve tarihsel bir talebi olan laiklik, DİSK açısından da vazgeçilmezdir. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, demokratik bir cumhuriyetin ancak eşitlikçi-halkçı-kamucu-özgürlükçü-sosyal-laik bir cumhuriyet olarak var olabileceğini dile getirmiş, bu ilkeler etrafından mücadelesini yürütmüştür. Bu ilkelere her ne pahasına olursa olsun sahip çıkmaya devam edeceğimizi bir kez daha ilan ederiz.