GÖÇÜK ALTINDAKİ İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ SİSTEMİ CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR!
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu’nun, Siirt’in Şirvan ilçesindeki madende yaşanan iş cinayeti ile ilgili yaptığı açıklama:
GÖÇÜK ALTINDAKİ İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ SİSTEMİ CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR!
17 Kasım 2016 Perşembe günü saat 21.00 civarında Siirt’in Şirvan ilçesi Madenköy mevkiinde Park Holding’e ait bakır madeninde şev kayması sonucu 4 işçinin yaşamını yitirdiği, 1 işçinin yaralandığı ve göçük altındaki 12 işçiden haber alınamadığı öğrenilmiştir.
Aynı holdingin işlettiği Kahramanmaraş Afşin Çöllolar kömür sahasında 6 Şubat 2011 ve 10 Şubat 2011 tarihlerinde art arda meydana gelen toprak kayması nedeniyle yaşanan faciada ikisi mühendis olmak üzere toplam 11 maden işçisi yaşamını yitirmişti.
Anlaşılan o ki, aradan 5 yıl geçmiş olmasına rağmen şirket işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine hiçbir şekilde önem vermemiş, denetimle görevli kamu otoritesi de bu şirketin olumsuz siciline rağmen sorumluluklarını yerine getirmemiştir.
Soma ve Ermenek’teki madenci katliamlarından sonra yaşananlar herkesin belleğinde derin izler bırakmıştır. İktidarın ve yargının ortaya koyduğu umursamaz tavır, iş cinayetlerini doğallaştıran “kader” ve “fıtrat” söylemleri, işverenler açısından işçi sağlığı ve iş güvenliği meselesinin maliyet unsuru olarak görülmeye devam etmesine olanak vermiştir.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası da dahil olmak üzere Türkiye’de işçi sağlığı ve iş güvenliği sistemi göçük altındadır. Taşeron üretim ve güvencesiz çalışmanın esas çalıştırma biçimi haline geldiği ve kayıtdışı ekonominin üretim sürecinde varlığını sürdürdüğü düşünüldüğünde bu enkaz daha da büyük hale gelmektedir. Sendikalaşmanın işveren ve devlet baskısı ile engellendiği koşullar, bu enkazın büyük facialara dönüşmesine yok açmaktadır.
Türkiye’de 2016 yılında şu ana kadar 1600 işçiyi hayatlarını kazanmaya çalışırken kaybettik. Her katliamın ardından yazdığımız, ancak ülkeyi yönetenlerin görmemekte/duymamakta ısrar ettiği çözüm önerilerimizi bir kere daha hatırlatıyor, bu çözüm önerilerini dikkate almayanların bundan sonra yaşanacak her işçi ölümünün vebalini taşıyacaklarının altını çiziyoruz:
* Sendikal örgütlenmelerin önündeki engeller kaldırılmalı ve böylece işletme ölçeğinde bir iç denetimin kurulmasını sağlanmalıdır.
* Taşeron ve tüm güvencesiz çalıştırma biçimleri tamamen yasaklanmalıdır
* 6331 sayılı yasayla bu alanda denetimin piyasaya devredilmesi iş cinayetlerini artırmıştır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili özerk-demokratik bir kurumsal yapı sendikalar, meslek oda ve birlikleri ve üniversiteler ile beraber oluşturulmalıdır.