DİSK Eskişehir’de HAYIR dedi
DİSK üyesi işçiler 28 Şubat salı günü Eskişehir’de gerçekleştirilen bir basın açıklamasıyla Anayasa referandumunda tüm işçileri hayır demeye çağırdı.
Basın açıklamasının öncesinde Eskişehir Tepebaşı Belediyesi ile DİSK Genel İş sendikası arasındaki toplu sözleşme töreni gerçekleşti. Toplu İş Sözleşmesi DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç tarafından imzalanırken, DİSK Genel İş Bursa Şube Başkanı Selahattin Atak ve temsilciler de törende yer aldı.
Toplu İş Sözleşmesinin imzalanmasının ardından referandum ile ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Eskişehir Adalar’da araya gelen DİSK üyesi işçiler, tüm işçileri referandumda ‘Hayır’ oyu vermeye çağırdı. Basın açıklamasına DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, DİSK üyesi sendikaların şube yöneticileri ve üyeleri, KESK, TTB ve TMMOB başta olmak üzere emek ve meslek örgütlerinden temsilciler katıldı.
Genel Başkanı Kani Beko burada yaptığı açıklamada “Referandumda tercihimiz bir parti veya lider olmayacak. Bu kez mesele işçilerin hakları, bu kez mesele memleket meselesi. Bugüne kadar tek bir partide birleşemeyen işçiler, haklarını korumak için birleşip ‘Hayır’ diyerek güçlerini gösterebilir” dedi.
Kıdem tazminatına el konulmaması ve BES soygunun gerçekleşmemesi için ‘Hayır’ denmesi gerektiğini belirten Kani Beko, her seçim döneminde taşeron işçilerin umutlarıyla oynanmasına ve seçimden sonra vaatlerin unutulmasına HAYIR dedi.
Basın açıklamasının ardından DİSK’in bildirilerinin dağıtımı yapıldı.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun açıklamasının tam metni:
HAKLARIMIZ İÇİN, MEMLEKETİMİZ İÇİN HAYIR!
Cumhuriyetin, memleketin ve işçilerin geleceğini belirleyecek çok önemli bir referanduma gidiyoruz. Bir kez daha hatırlatmak isterim: 16 Nisan’daki Anayasa değişikliği referandumunda tercihimiz bir parti veya lider olmayacak. Bu kez mesele işçilerin hakları, bu kez mesele memleket meselesi.
Anayasa değişikliği ile yasama, yürütme ve yargı tek bir kişinin kontrolünde olacak, kuvvetler ayrılığı bitecek. Türkiye Cumhuriyeti devleti tek adam iktidarına teslim edilecek.
Cumhurbaşkanı OHAL ilan edebilecek, memleket halkın tamamını temsil eden Meclisten çıkan yasalar yerine tek imzalı kararnameler ile yönetilecek.
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve vekiller etkisizleşecek, tek yetkili Cumhurbaşkanı olacak.
Bakanlar Kurulu, cumhurbaşkanına hizmet eden atanmış memurlardan oluşacak.
Yargı üyelerinin çoğunluğunu cumhurbaşkanı belirleyecek, böylece tek kişinin kararları yargı kararları da olacak. Yargı vesayet altına girecek.
Bu değişiklerin özü parlamenter sistemin yok edilmesidir. Bu değişiklik tek bir kişiyi denetlenemez ve hesap sorulamaz hale getirmektedir.
DİSK olarak tüm işçilere sesleniyoruz:
Bu ülkeyi 15 yıldır yönetenlere oy verdiniz ya da vermediniz. Şimdi tercihiniz bir parti veya lider olmayacak.
Toplumu kutuplaştıracak, meclisin, yargının ve hükümetin yetkilerini tek bir kişide toplayacak, işçi haklarına zarar verecek, ekonomiyi krizlerle karşı karşıya bırakacak bir rejim değişikliği ile karşı karşıyayız.
Bu Anayasa değişikliği ile işçi hakları çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalıyor.
Tek bir kişiye, tek bir imzayla sendikaları kapatma, grevleri yasaklama, toplu iş sözleşmelerini askıya alma yetkisi verecek miyiz?
Tek bir kişiye kıdem tazminatını kaldırma, iş mahkemelerinden hak aramamızı engelleme yetkisi verecek miyiz?
Tek bir kişiye istediğini işten atma, tüm çalışanları güvencesiz çalıştırma yetkisi verecek miyiz?
Tek bir kişiye işsizlik fonundaki paraları varlık fonuna aktarıp, patronları besleme yetkisi verecek miyiz?
Tüm işçi arkadaşlarıma sesleniyorum: Haklarımızı ve geleceğimizi tehlikeye atamayız.
Daha önce hangi partiye oy vermiş olursak olalım, bu kez memleketimizi yönetenlere hep beraber bir uyarıda bulunalım.
Bugüne kadar tek bir partide birleşemeyen işçiler, haklarını korumak için birleşip “hayır” diyerek güçlerini gösterebilir.
Dünyada ücretler açısından en alt sıralarda olmaya hayır diyelim!
Dünyanın en uzun süre çalıştırılan işçileri olmaya hayır diyelim!
İçinde işçilerin hakları olmayan Anayasa’ya hayır diyelim!
Taşeron işçilerinin her seçimde kandırılmasına hayır diyelim!
15 yılda 17 bin işçinin iş cinayetine kurban edilmesine hayır diyelim!
Kıdem tazminatımızın kaldırılması planlarına hayır diyelim!
İş mahkemelerine başvuru hakkımızın ortadan kaldırılmasına hayır diyelim!
Kiralık işçilik adı verilen köle ticaretine hayır diyelim!
Grev yasaklarına, sendikalı olmanın önündeki engellere hayır diyelim!
Biz borçlanarak yaşamakta zorlanırken, zorunlu BES kesintisine hayır diyelim!
Kamunun birikimlerinin Varlık Fonu yoluyla yok edilmemesi için hayır diyelim.
İşsizlik fonunun yağmalanmasına hayır diyelim!
Hangi partiye oy verirsek verelim, hangi lideri seversek sevelim, mesele işçilerin ve memleketingeleceği ise bu sefer hep beraber hayır diyelim!
İşçiler olarak birleştiğimizde ne kadar güçlü olabildiğimizi bir kez daha gösterelim.
Davetimiz Nazım’ın davetidir…
Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benziyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dâvet bizim….
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hürve bir orman gibi kardeşçesine…
bu hasret bizim..
Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşamak için hayır diyelim!