Image Map

İŞÇİLERE DÜŞEN DEMOKRASİYİ KURMAKTIR!

Büyük şair Nazım Hikmet Kuvayi Milliye destanında Türkiye’nin kurtuluş ve kuruluş mücadelesindeki Anadolu halkını anlatır.

Nazım’ın destansı bir biçimde anlattığı işgalden kurtuluş öyküsü, “toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çok” dediği işçilerin, emekçilerin, köylülerin, yoksulların öyküsüdür.

Bu topraklarda bu destanlardan bolca bulunmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda, laik-demokratik bir cumhuriyete doğru her ilerleyişinde, sosyal devletin her kazanımında nice destansı mücadeleler yer almaktadır. Ancak memleketimizin 150 yıldır benimsediği ve nice mücadelelerle ilerlediği istikamet, bugün değiştirilmek istenmektedir.

Ülkemizin gündemine suni bir biçimde dayatılan Anayasa değişikliği ile geleceğimizi ilgilendiren kritik bir dönemeçteyiz. Cumhuriyet adına, demokrasi adına, laiklik adına, haklarımız ve özgürlüklerimiz adına, sosyal devlet adına, hukuk devleti adına ne kazandıysak hepsini ortadan kaldıracak bir düzenleme ile karşı karşıyayız.

Ancak tarihten öğrendiklerimiz bize umut veriyor: Memleketimizin geleceğinin teminatı, kendisine sınırsız bir güç isteyenler değil, bu ülkenin emeğiyle geçinen milyonlardır.

Memleketimizin ve işçilerin geleceğini ilgilendiren tarihi bir eşikten geçerken bizler de en fazla bu destanları yazanlara, bu ülkenin işçilerine güveniyoruz.

Çünkü işçiler bilmektedir ki, işçilerin hakları ancak demokrasi geliştikçe korunabilir ve geliştirilebilir.

Ve yine işçiler bilmektedir ki, demokrasinin gelişmesi de ancak işçilerin haklarının gelişmesine bağlıdır. Ülkenin çoğunluğunun çıkarlarının, işçi sınıfın yer almadığı bir rejime demokrasi denmez.

Demokrasiyi ortadan kaldıran, Türkiye’de halkın en temel sorunlarına, can güvenliği ve iş-aş sorununa yanıt üretmeyen, hatta bunları daha da tehlikeye sokabilecek bir değişikliğe işçilerin yanıtı “hayır” olacaktır.

Ancak yalnızca “hayır” diyerek tehlikeli gidişi durdurmak yetmez! İşçilere düşen görev “demokrasiyi kurmak”tır.

Emeğin hakları için, ülkemizin laik-demokratik-sosyal bir hukuk devleti olması için örgütlenen ve mücadele eden işçiler asla yenilmezler.

DİSK’in 50 yıllık tarihi bu saptamamızın sayısız örneğiyle doludur. Konfederasyonumuzun 50. kuruluş yıldönümünde çağrımız tüm işçi sınıfınadır. Çağrımız, “toprakta karınca, suda balık ve havada kuş kadar çok” olanlara yeni destanlar yazma çağrısıdır: “Demokrasiyi kurmak için birleşelim”.

ITUC ETUC