UĞUR MUMCU’NUN ANISI ONURLU GAZETECİLERİN KALEMLERİNDEDİR!
DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Kani Beko’nun Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü ile ilgili açıklaması
Ülkemizdeki cemaat yapılanmasını yıllar önce görerek üstüne giden, halkı ve siyasetçileri uyarmayı kendisine görev bilen, gazeteciliğin yüz akı Uğur Mumcu’yu, katledilişinin 25. yılında bir kez daha hasretle anıyoruz.
Devlet içine yuvalanan çeteleri, devletin kurumlarına sızan tarikatları yıllar önce gündeme getiren Uğur Mumcu’nun işaret ettiği tehlikeler ne yazık ki bugün birer birer karşımıza dikildi. Onun katledilişi, saptamalarında ve düşüncelerinde, gerçeğe ne kadar yaklaştığının en açık kanıtıydı.
Ülkemizde onlarca gazeteci ve yazar siyasi cinayetler sonucu öldürüldü. 1909’da öldürülen Hasan Fehmi Bey, bir yıl sonra Ahmet Samim ve sonraları Sebahattin Ali, Abdi İpekçi, İlhan Erdost, Musa Anter, Turan Dursun, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Metin Göktepe, Hrant Dink ve Uğur Mumcu bunlar arasında ilk akla gelenler. Gazeteciler gerçekleri halka ulaştırdıkça ya katledildiler ya hapsedildiler.
24 Ocak 1993’ten bu yana ne yazık ki Uğur Mumcu’nun katledilmesi de diğer benzerleri gibi bütün bağlantılarıyla aydınlatılamadı.
Dün olduğu gibi bugün de onurlu duruşuyla gerçeklerin peşinde koşan, halkın haber alma hakkı için görevlerini yerine getirmeye çalışan gazeteciler baskı görüyor. Basın özgürlüğü Anayasal güvence altında olmasına rağmen gazeteler, TV’ler, radyolar kapatılıyor ve bunun sonucunda on bine yakın gazetecinin işsiz kaldığı ifade ediliyor.
Gazetecilerin nasıl haber yapacakları, haberlerinde neyi öne çıkarıp neyi görmemeleri gerektiği devletin en üst kademelerindeki insanlar tarafından dikte ediliyor. Aksini yapanlar; yani Uğur Mumcu’nun yaptığı gibi gerçekleri halka ulaştırmak için canını ortaya koyarak gazetecilik yapanlar ise ne yazık ki hapishanelere atılıyor. 149 gazetecinin hapishanede olduğu Türkiye, basın özgürlüğünde dünyanın en kötü durumdaki ülkeleri arasında sayılıyor.
Ancak, gazetelerin tek bir manşetle çıktığı, tek bir kişinin koca bir medya havuzunun fiili patronluğunu yaptığı, iktidarın onay verdiği “tek ses”in dışında bir şey söylemek isteyenlerin hapse atıldığı bu ortamda Uğur Mumcu’nun kalemini yere düşürmeyen, her şeye rağmen işini cesaretle yapan onurlu gazeteciler hala vardır; Mumcu’nun anısı onun kalemini tutan ellerde yaşamaktadır!
Uğur Mumcu’yu uğurlayan milyonlar ve gerçekleri halka ulaştırmaya çalışan gazeteciler susturulamayacak, yok edilmeye çalışıldıkça çoğalacaktır. Ülkemizin üzerindeki karanlık ablukaya karşı hayır diyenler gücünü Mumcu gibi yürekli insanlardan almaktadır.
Yazdıklarıyla halkını aydınlatan, karanlıkların üzerine yürümekten çekinmeyen Uğur Mumcu’yu saygıyla ve özlemle anıyor; Mumcu’nun yolundan yürüyen, “karanlığa küfredeceğine bir mum yakan” tüm gazetecilerle omuz omuza olduğumuzu belirtiyoruz.