Ankara’da 1 Mayıs çağrısı
Ankara’da 1 Mayıs tertip komitesi ve 1 Mayıs bileşeni kurumların temsilcileri ortak bir basın açıklamasının ardından bildiri dağıtarak tüm işçileri ve emekçileri Tandoğan’da buluşmaya çağırdı.
24 Nisan Salı günü Ulus’taki Atatürk Anıtında yapılan açıklamaya DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün’ün yanı sıra, DİSK 1 Mayıs bileşeni emek ve meslek örgütlerinin, siyasi partilerin, demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri katıldı. KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Sultan Saygın tarafından yapılan açıklamada, işçi ve emekçilerin sorunlarının hiç olmadığı kadar ağırlaştığı bir dönemde 1 Mayıs’a gidildiği üzerinde duruldu, 1 Mayıs meydanlarında birleşme çağrısı yapıldı.
Açıklamanın ardından toplu bir şekilde bildiri dağıtıldı.
Ortak açıklamanın tam metni şöyle:
İNSANCA BİR YAŞAM, EMEK, DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK İÇİN 1 MAYIS’A
GÜZEL GÜNLER İÇİN, 1 MAYIS’A
Emek, Mücadele ve Dayanışma Günümüz 1 Mayıs’a sorunlarımızın hiç olmadığı kadar ağırlaştığı bir dönemde giriyoruz. Siyasal iktidarların yıllardır hayata geçirdiği, bugün OHAL karanlığı ile sürdürülen sermaye dostu, emek düşmanı düzende, en temel haklarımız tek tek yok ediliyor.
Yoksulluk ve Güvencesizlik Girdabının içine Çekiliyoruz:
- Aynı işi yapmamıza rağmen, farklı istihdam çeşidi ile bölünüyoruz. Kadrolu-güvenceli istihdam ortadan kaldırılarak, sözleşmeli, geçici, güvencesiz istihdam yaygınlaştırılıyor.
- Hükümetin rekor büyüme nutuklarına rağmen, bizim ne gelirimiz ne de refahımız artıyor.
- Açlık sınırına yakın bir yaşam sürmeye zorlanıyoruz.
- Emekliliğimizde sefalete itiliyoruz.
- KDV, ÖTV başta olmak üzere dolaylı vergilerin yükü bizlerin sırtına yıkılıyor. Geçmediğimiz köprülerin, hizmet almadığımız şehir hastanelerinin paraları, bizim cebimizden çıkıyor.
OHAL’ DE Sorunlarımız Katlanarak Artıyor
Demokrasinin, adaletin, laik bir yaşamın, barışın, kardeşliğin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tamamen ortadan kaldırılmak istendiği bir ülkede emeğin haklarından da söz edilemeyeceğini yaşayarak öğreniyoruz. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen ve her seferinde uzatılan OHAL düzenin, kimlerin çıkarına, kimlerin zararına olduğunu hep birlikte görüyoruz.
- Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile Anayasa ve yasalar yok sayılıyor.
- Irk, din, mezhep ve siyasi ayrımlar körüklenerek işçiler, emekçiler bölünmeye ve kışkırtılmaya çalışılıyor.
- Grevler yasaklanıyor, sendikal hak ve özgürlüklerimiz alabildiğine daraltılıyor.
- Siyasetçiler, gazeteciler, öğrenciler, sendikal mücadele yürütenler tutuklanıyor. Gazeteler, TV’ler kapatılıyor. Kapatılamayan basın ve medya kuruluşları satış ve devir yoluyla tekelleşiyor.
- OHAL ile fiilen yok edilen iş güvencemizi kalıcı olarak ortadan kaldırmak için kuralsız, esnek, güvencesiz istihdam yaygınlaştırılıyor.
- Kadınlara yönelik şiddet, taciz, çocuk istismarları artarken vatandaşın, sosyal medya paylaşımlarına kadar inceleyip ceza yağdıranlar, kadınları ve çocukları korumak yerine emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir diyen kadınlara yönelik baskılarını artıyor
- Devlet hastaneleri özel hastanelere dönüşüyor.
- İşsizlik rakamları hızla büyüyor. İşsizliğin; faturası kadınlara yıkılarak, kadın sömürüsü artırılıyor.
- “Tüm taşeron işçilere ayrımsız kadro” sözü verenler, taşeron çalışmayı, ‘kadro müjdesi’ diye yutturmak istiyor.
- Hem “yerli ve milli” olmakla övünüp, hem de halkın birikimlerinin ürünü kamu kurumlarını yok pahasına sermayeye peşkeş çekerek, özelleştirme rekoru kıranlar, ülkeyi tarım ve temel gıda ürünlerinde dışarıya bağımlı hale getiriyor, Şeker Fabrikalarını satıyor. Uluslararası dev holdinglerin çıkarı için halkın sağlığı tehlikeye atılıyor. Şeker fabrikalarında çalışan işçiler, memurlar, pancar küspesinden faydalanan çiftçiler başta olmak üzere yüz binlerce insan yok sayılıyor.
Emeğimiz, ülkemiz, geleceğimiz için 1 Mayıs’a!
Gücünü bizi bölmekten alanların dayattığı sömürü, yoksulluk ve baskıya karşı; bu ülkenin emeğiyle yaşayan çoğunluğu, işçiler, kamu çalışanları, mimar-mühendis-şehir plancıları, hekimler, emekliler, açlık/yoksulluk sınırının altında ücretlere mahkûm edilenler, işsizler, çalışırken ölmek, sakat kalmak, tükenmek istemeyenler, yaşamı savunanlar, vahşi sermaye düzenine karşı işini, ekmeğini, ülkesini ve geleceğini savunanlar, emek, barış, demokrasi, eşitlik, özgürlük, laiklik ve halkların kardeşliğini; sermayenin ve tek adam rejiminin kuşatmasına karşı savunanlar, haydi 1 Mayıs meydanı Tandoğan’ı (Anadolu) doldurmaya, taleplerimizi en güçlü şekilde haykırmaya.
Yaşasın 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü!
Türkülerimizle ve Halaylarımızla
Kol Kola, Omuz Omuza HAYDİ GÜZEL GÜNLERE
HAYDİ, 1 MAYIS’A!