İzmir’de binlerce #Direnİşçi haykırdı: Krizin faturasını ödemeyeceğiz!
İzmir’de binlerce #Direnİşçi krizin bedelinin emekçilere ödetilmesine karşı Konak’ta buluştu. Genel-İş şubelerinin krize karşı yarım gün iş bırakma kararı alarak katıldığı eyleme, DİSK üyesi sendikaların yanı sıra diğer emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, milletvekilleri ve belediye başkanları da destek verdi.
İzmir milletvekili ve önceki dönem DİSK Genel Başkanı Kani Beko, DİSK önceki dönem Genel Sekreterlerinden Musa Çam, İzmir milletvekilleri Serpil Kemalbay ve Murat Çepni, Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş işçilerin taleplerine destek verdiler.
Eski Sümerbank önünde toplanan binlerce işçi Konak meydanına yürüdü. İzmir Büyükşehir Belediyesi önündeki basın açıklaması öncesinde konuşma yapan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, “Krizi biz çıkarmadık, bedelini biz ödemiyoruz diyerek alandayız.” ifadelerini kullanırken, ‘ Susma sustukça yeni zamlar gelecek’, ‘Krizin faturası patronlara’, ‘İnadına Sendika, İnadına DİSK’ sloganları atıldı.
Genel İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan konuşmasında Cumhurbaşkanlığı Yönetimine dört soru iletti:
1- Belediye hizmeti kamu hizmeti değil midir? Belediye hizmetlerinde çalışan işçi kardeşlerimiz neden kadrolu olarak belediyelere değil de belediye şirketlerine aktarılmıştır?
2- Belediye şirketleri sermayesinin yarıdan fazlası belediyeye, yani kamuya ait olan şirketlerse neden kamu işçilerinin yararlandığı ilave tediye hakkından belediye şirketlerine geçişi yapılan işçiler yararlanamazlar?
3- Anayasa ile garanti altına alınmış sendika, toplu iş sözleşmesi ve grev hakları neye dayanarak 30 Haziran 2020 tarihine kadar askıya alınabilmiştir?
4-İşçilerin bu haklarını askıya alarak ve ücret artışlarını 6 ayda bir yüzde 4 artışla sınırlayarak işçilere verilen kadronun ne gibi bir anlamı vardır?
Genel İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan bu dört sorunun ardından dört talebi de açıkladı:
1- 5393 sayılı Belediye Kanunu’ndaki norm kadro sınırlamalarını kaldırın. Kaldırın ki belediyeler belediye şirketlerine geçişi yapılan işçileri kadroya alabilsin.
2- İlave tediye ödemeleri belediye şirketlerine geçişi yapılan işçilere derhal yapılmalıdır; bu ödemenin yapılabilmesi için 6772 sayılı Kanunda bir değişiklik yapmaya gerek yok. Birinci madde günün şartlarında yorumlanarak bile bu ödemenin yapılması mümkündür.
3-Kamuya geçişi yapılan işçiler için KHK ile getirilen sendikal hak kısıtlamaları kaldırılmalı; işçi sendikaları 6356 sayılı Kanun’a göre özgür toplu sözleşme sürecini işletmeye başlamalıdır.
4- İşçilerin ücretine YHK kararı ile yapılan yüzde 4 artışa ek olarak ücretler en az enflasyon oranında artırılmalıdır.
Genel İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan’ın ardından DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu bir konuşma yaptı. DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu’nun konuşmasından satır başları ise şöyle:
- Bizlere, bu ülkenin işçi-emekçi çoğunluğuna, 467 dolar dış borcun faturasını kesmeye başladılar. Biz de buradan HAYIR diyoruz, işçi sınıfı borçlu değil alacaklıdır. Nimeti paylaşmayanların külfeti paylaşma dayatmasına işçi sınıfı direnecektir.
- 16 yıldır özelleştirmelerle, tarımın yok edilmesiyle, beton ekonomisiyle, bu ülkeyi iğneden ipliğe her alanda dışa bağımlı hale getirenler ödemelidir faturayı. 16 yıldır emeğin tüm haklarının gasp edildiği bir ortamda, sendikalaşmanın ve grev hakkının ağır biçimde kısıtlandığı, güvencesiz çalışmanın kural hale getirildiği bir ülkede yüksek karlar elde edenler faturayı ödemelidir.
- Hepimiz aynı gemideysek, neden krize karşı politikaları işçiyle, emekçiyle değil de kapalı kapılar arkasında bir Amerikan şirketiyle, Mc Kinsey ile konuşuyorsunuz?
- Bugün, krizin faturasını bu ülke işçilerine, bu halka kesilmesine karşı mücadele bir memleket meselesidir. Bugün yerli ve uluslararası sermayeye karşı emeği savunmak, emperyalist kapitalist sistemin yağmasına karşı memleketi savunmaktır.
- Bizim krize karşı çözümümüz, krizi yaratanları değil yüzde 99’u bu krizden koruyan çözümler. Bu politikaları tercih etmek mümkündür ve zorunludur:
- Ücretler derhal artırılsın
- Toplu işten çıkarmalar yasaklansın
- Vergi adaleti sağlansın
- Kamusal mal ve hizmetlere zam yapılmamasın, yapılan zamlar geri alınsın
- Bizler burada, İzmir’de bir kez daha ilan ediyoruz ki, krizin faturasını işçilere kesemeyeceksiniz. Bir avucun yediğinin bedelini bütün bir halka ödetemeyeceksiniz. İşyeri işyeri, sokak sokak, meydan meydan, kent kent bu mücadeleyi örgütleyeceğiz! İşçiler kazanacak, emek kazanacak, demokrasi kazanacak, gelecek kazanacak, memleket kazanacak!