Aydın Büyükşehir Belediyesi önünde basın açıklaması: İMAR AŞ işçileri işe iade edilsin
Aydın Büyükşehir Belediyesinde işten çıkarılan Sosyal İş sendikamız üyesi 9 işçiyle ilgili olarak bugün Aydın’da bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
13 Kasım, Salı günü saat 11.00’da Aydın Büyükşehir Belediyesi önündeki basın açıklamasına DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Sosyal İş Genel Başkanı Metin Ebetürk, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, KESK Genel Sekreteri Ramazan Gürbüz, DİSK üyesi sendikaların genel merkez ve şube yöneticileri, çok sayıda emek ve meslek örgütü, demokratik kitle örgütü, siyasi parti temsilcisi, DİSK Gıda-İş üyesi #Direnİşçi Tariş işçileri ve DİSK üyesi sendikalardan işçiler katıldı.
Burada bir konuşma yapan Sosyal İş Genel Başkanı Metin Ebetürk, işçilerin Anayasal haklarını kullandığı için işten çıkarıldığının altını çizerek, 128 gündür işçilerin barışçıl bir biçimde mücadelelerini sürdürdüklerini, Sosyal-İş sendikasının diyalog ile sorunun çözümü için çaba gösterdiğini ancak Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin bu ayıbı sona erdirmek için herhangi bir adım atmadığını ifade etti.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da konuşmasında işverenlerin ve siyasi iktidarın sendikal örgütlenmeyi, özellikle de DİSK’in örgütlenmesini önlemek için kullandığı oldukça tanıdık yöntemlerin Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulandığına işaret ederek, tüm işçilerin işe alınması, Sosyal İş sendikası ile toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlanılması gerektiğini söyledi.
Açıklama boyunca sık sık “İnadına sendika, inadına DİSK” sloganı atıldı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun Aydın Büyükşehir Belediyesi önündeki konuşması:
Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İmar A.Ş’de çalışan Sosyal İş sendikamız üyesi 9 işçi arkadaşımızın işleri ve ekmekleri için sürdürdüğü direniş bugün 128’inci gününde.
Dört ayı aşkın bir süredir haklı bir mücadeleyi sürdüren bu işçi arkadaşlarımız bizim onurumuzdur, DİSK’in onurudur. Bu 9 arkadaşımızın mücadelesi sadece kendi çocuklarına götürecekleri ekmeğin mücadelesi değildir; sendikalı olmanın, sendikasını özgür iradesiyle seçmenin en yaygın işten çıkarma gerekçesi haline geldiği bir ülkede bu mücadele aynı zamanda işçi sınıfının adalet mücadelesidir.
Aydın’da yaşananlar ülkemizde yıllardır tanık olduğumuz sendikal hak ihlallerinin tipik bir örneğidir. İşverenlerin ve siyasi iktidarın sendikal örgütlenmeyi, özellikle de DİSK’in örgütlenmesini önlemek için kullandığı oldukça tanıdık yöntemler, Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulanmıştır.
İşçiler Sosyal İş sendikamıza üye olmuş, sendikamız işyerinde çoğunluğu sağlamış, toplu iş sözleşmesi sürecini başlatmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına başvuru yapmış, Bakanlık çoğunluğun sağlandığını tespit etmiş ve hemen ardından arkadaşlarımız işten çıkarılmıştır.
Şurası açıktır ki, arkadaşlarımızın işten çıkarılmasının gerekçesi DİSK’li olmalarıdır. Aksini iddia edenlere sormak boynumuzun borcudur:
- Eğer mesele işçilerin DİSK’li olmaları değil ise, neden tam da yetki tespitinin ardından bu işten çıkarmalar gerçekleşmiştir?
- Eğer mesele işçilerin DİSK’li olmaları değil ise neden diğer işçiler başka bir sendikaya üye olmaya zorlandıklarını ifade etmektedir?
- Eğer mesele işçilerin DİSK’li olmaları değil ise, neden işçilerin iradesine saygı göstermek yerine, yetki itirazı davası açılmıştır? Neden toplu iş görüşmelerinin başlaması engellenmiştir?
12 Eylül’den miras yasalardan ve AKP iktidarından gücünü alan tipik işveren metotlarına Türkiye sendikal hareketi tanıktır. İşverenlerin bu ezberlenmiş yöntemlerine olanak verenlerin amacı, işçi sınıfının kendi özgür iradesine dayalı örgütlenmesini ve özelde de DİSK’i engellemektir.
Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde ve diğer birçok işyerinde işverenler, ülkemizin içinde bulunduğu antidemokratik ortamdan faydalanarak emeğin en temel haklarını gasp etmekte, işçileri örgütsüz kalmaya veya iktidar/sermaye güdümündeki sarı sendikalara üye olmaya zorlanmaktadır. Maalesef Aydın Büyükşehir Belediyesi, tam da yeni rejim ile pekişen bu antidemokratik zemin üzerinden hareket etmektedir.
Aksini göstermenin yolu bellidir: Atılan işçiler geri alınmalı, yetki itirazı geri çekilmeli, baskılar sonlandırılmalı ve işçilerin özgür iradesiyle örgütlendiği Sosyal İş sendikamız ile toplu iş sözleşmesi için masaya oturulmalıdır. Bugüne kadar yaşanan olumsuzlukları düzeltmenin başkaca bir adaletli ve demokratik yolu bulunmamaktadır.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun yayınladığı raporda, Türkiye işçilerin hakları açısından dünyanın en kötü 10 ülkesi arasında yer almaktadır. Özellikle sendikal hakların ihlali açısından Türkiye parmakla gösterilmektedir. Önümüzdeki sene hazırlanacak uluslararası raporlarda bu utanç verici konuma katkıda bulunanlar arasında Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin yer alması istenmiyorsa, bu ayıp derhal ortadan kaldırılmalıdır.
Aydın Büyükşehir Belediyesinde 9 arkadaşımızın işten çıkarılması, bir demokrasi meselesidir, memleket meselesidir. Nüfusunun dörtte üçünün ücret gelirleriyle geçindiği bir ülkede, emeğin hakları yoksa demokrasinin olması mümkün değildir. Bu nedenle sendikal hak ve özgürlüklere yönelik her olumsuz tutum, aynı zamanda ülkemizdeki demokrasi mücadelesine vurulmuş bir darbedir. Demokrasi mücadelesine vurulan her darbe, ülkemizin antidemokratik bir karanlığa ilerleyişini hızlandırmaktadır.
Bu nedenle, Aydın Büyükşehir Belediyesinde yaşananlar sadece 9 işçinin meselesi değil, Türkiye işçi sınıfının meselesidir, demokrasi meselesidir, “Hak-hukuk-adalet” meselesidir.
Biz DİSK olarak 9 işçi arkadaşımızın işe iadesi için, hak-hukuk-adalet için, demokrasi için mücadeleye devam edeceğiz!
Burada Aydın Büyükşehir Belediyesine bir kez daha bu ayıba son vermek için çağrıda bulunuyoruz:
TÜM İŞÇİLER İŞE İADE EDİLMELİDİR!
Unutulmasın ki;
AYDIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İMAR AŞ İŞÇİLERİ YALNIZ DEĞİLDİR!
İNADINA SENDİKA, İNADINA DİSK!