Image Map

DİSK’ten Yenice’de direnen maden işçilerine dayanışma ziyareti

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Çanakkale’nin Yenice ilçesinde Dev Maden-Sen üyesi işçilerin yerin 140 metre altında sürdürdüğü direnişe gerçekleştirdiği dayanışma ziyaretinde bir basın açıklaması yaptı. 

Yıldızlar Holding’e bağlı NESKO Madencilikte çalışan 37 işçi, ücretlerinin ödenmemesi, sendikal baskılar ve işten atmalar karşısında kendilerini madene kapatarak 26 Şubat’ta direnişe geçmişti.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun Dev Maden-Sen üyesi işçilerin 7 gündür yeraltında sürdürdüğü direnişe gerçekleştirdiği ziyarete madencilerin aileleri, dostları, komşuları ve daha önce madende çalışırken işten atılan işçiler de katıldı.

Basın açıklaması öncesinde Yenice Kaymakamı ile sorunun çözümü için görüşmek üzere randevu alınmıştı. Ancak görüşme, gerçekleşmesine yarım saat kala Kaymakamlık tarafından iptal edildi. Çevre illerden ziyarete destek için gelmek isteyenlerin araçları yol üzerinde defalarca durduruldu. Jandarma tarafından Yenice köylerinde faaliyet gösteren ulaşım kooperatifine ait araçların sahiplerine “ziyarete aileleri taşımamaları” yönünde baskı yapıldı.  Ziyarete dönük son engelleme ise NESKO Maden Ocağı’ndan yaklaşık 7 kilometre önce kurulan jandarma barikatı oldu. Maden önünde basın açıklaması yapılmasına izin vermeyen jandarmanın tutumuna karşılık, DİSK Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, Yenice Kaymakamı ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde “barikatı kaldırmak için şirketle görüşün” cevabını aldı.

Çakır Köyü’nde saat 14.30’da buluşan aileler ve DİSK’liler, buradan madene doğru yola çıktı. Basın açıklaması, kurulan jandarma barikatı nedeniyle işçilerin kendilerini kapattıkları maden ocağından 7 kilometre gerçekleştirildi.

Açıklamada sözü ilk olarak iki temsilci işçi aldı. Direniş başlamadan önce sendika üyesi oldukları için işten atılan temsilciler, madendeki sendikalaşma sürecini ve karşılaştıkları baskıları anlattılar. Madende hiçbir zaman düzenli maaş alamadıklarını söyleyen işçiler, son 4 aydır hiç maaş alamadıklarını, kıdem ve ihbar tazminatları ödenmeden işten atıldıklarını söylediler.

Temsilcilerin ardından madencilerin aileleri söz aldı. “Biz onlardan daha güçlüyüz” diyen madenci eşleri, 7 gündür yerin 140 metre altında direnen madencilerin sağlıklarından endişe ettiklerini belirterek işçi alacaklarının bir an önce ödenmesini istedi.

Ailelerin ardından sözü DİSK Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün aldı. “Hakkımız hukukumuz kanunsuz bir şekilde çiğnendiği için buradayız” diyen Görgün, jandarma barikatının kaldırılması için şirketle görüşmesi gerektiğini söyleyen Yenice Kaymakamına tepki gösterdi. NESKO Madencilik’in işçilerin haklarını defalarca gasp ettiğini belirten Görgün, işçilerin sigorta primlerindeki problemleri giderdiklerini, ödenmemiş alacakların büyük kısmını aldıklarını, şimdi de tazminatları için mücadele ettiklerini söyledi.

Görgün’den sonra DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu konuşmasını yaptı. Madencilerin çocuklarını yanına alarak konuşmasına başlayan Çerkezoğlu, konuşmasına “Yerin yedi kat altında direnen işçilerin çığlığını duymayanlar, işçilerin hakkını gasp edenler, bu barikatları kurup bizim madene gitmemizi engelleyenler her şeyden önce bu çocukların gözlerinin içine baksınlar.” diyerek başladı. Madencilerin yaşadıkları haksızlığı ve hukuksuzluğu gidermek için Çanakkale Valisinden randevu istediklerini, cevap olarak Yenice Kaymakamı ile görüşmelerinin istendiğini söyleyen Çerkezoğlu, Yenice Kaymakamının randevuyu yarım saat kala gerekçesiz olarak iptal ettiğini; çevre köy ve kentlerden desteğe gelenlere yolda çeşitli zorluklar çıkarıldığını, burada da bir jandarma barikatı ile karşılandıklarını belirterek “Böyle devlet yönetilmez” dedi. Siyasi otoritenin işçilerin karşısına çıkması gerektiğini ve sorunun çözümü için inisiyatif alması gerektiğini belirten Çerkezoğlu, bu tutumun patronları cesaretlendirdiğini söyledi. “Bu direniş tüm madencilerin, tüm işçi sınıfının direnişidir” diyen Çerkezoğlu, bölgenin bir maden havzası olduğunu ve her madende bir hak gaspının yaşandığının altını çizdi.

Basın açıklamasının ardından DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve Dev Maden-Sen Genel Başkanı Tayfun Görgün, NESKO Madencilik yetkilileriyle bir görüşme gerçekleştirmek üzere maden ocağına gitti. DİSK Heyeti, şirket yetkilileriyle gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından Çakır Köyü’ne dönerek işçilerle bir toplantı yaptı ve görüşmeyi aktardı.

Akşam saatlerinde ise kaymakamlığın devreye girmesiyle işçilerin ödenmeyen şubat ayı maaşı ile kıdem-ihbar tazminatlarının bir ay içerisinde ödeneceği, bu taahhüdün takibinin de Çanakkale Valisi ve Bakanlık yetkilileri tarafından yapılacağı söylendi. Tüm talepleri karşılanan ve direnişleri zafere ulaşan işçiler madenden çıktılar.

Çerkezoğlu’nun yaptığı açıklamanın tam metni şöyle:

YERYÜZÜ AYDINLANSIN DİYE YERALTININ KARANLIĞINDA DİRENENLERE SELAM OLSUN!

Bir haftadır yerin 140 metre altında hakları için onurlu bir mücadele veren işçi arkadaşlarımızı ve onlarla dayanışmayı eksik etmeyen tüm mücadele arkadaşlarımızı Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Bugün 3 Mart. Her şeyden önce bundan 28 yıl önce bugün Zonguldak Kozlu’daki madende yaşamlarını yitiren 263 işçiyi de anmak istiyorum. Kozlu’dan Yeniçektek’e, Soma’dan Ermenek’e, işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınmadığı için kaybettiğimiz tüm madencileri unutmadığımızı, unutturmayacağımızı, sorumluları affetmeyeceğimizi ve er yada geç hesap vereceklerini buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Evet, Türkiye madenlerinde işverenler için suç işlemek neredeyse serbest. Soma’dan sonra hiçbir şey aynı olmayacak dediler ancak hem Soma’nın sorumluları aramızda dolaşıyor hem de işverenler yeni suçlar işlemeye devam ediyor.

İşte bugün burada NESKO Madencilikte işçi arkadaşlarımız, meydanı boş bilen işverenin işlediği suçlara karşı direniyor. Burada işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri yetersiz. İşçi arkadaşlarımız anlatıyor: Çizmeleri delik ve eski, maskelerimiz zamanında verilmiyor, tulumları değiştirilmiyor, ekipmanlarımız yetersiz, ambülans çalışmadığı için işçiler hastaneye servislerle taşınıyor. Burada bir faciaya davetiye çıkaran işvereni denetleyen yok, hesap soran yok.

Bu da yetmezmiş gibi işçilerin ücretleri bile ödenmiyor. Yetmiyor, Anayasal bir hakkını kullanan, bu haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı örgütlenen işçiler işten atılarak yeni bir suç işleniyor. Dev Maden Sen üyesi olan arkadaşlarımızı sendikalarından istifa etmeye zorlanıyor, etmeyenler hukuk dışı biçimde işten çıkarılıyor.

Kısacası şu an bulunduğumuz madende, işverene her türlü yasayı çiğnemek, Anayasayı yok saymak, sendika düşmanlığı yapmak, işçilerin haklarına el uzatmak, işçileri ölüm tehlikesi altında çalıştırmak serbest! İşçilere ise Anayasal hakları bile fiilen yasak. Burası Türkiye’nin düzeninin bir özeti gibi.

Değerli mücadele arkadaşlarım,

İşverenin bu hukuk dışı tutumu maalesef ülkemizde bir istisna değil. Türkiye’de hemen her şey, işverenlerin işçilerin haklarını gasp etmesini kolaylaştırmak, sendikalı olmasını engellemek üzerine kurulmuş. Her yıl on binlerce işçi, kendi özgür iradeleriyle bir sendikaya üye olmak istediği için işten atılıyor. Sendikal haklarını kullanan işçiler baskı, tehdit ve hatta şiddet ile karşı karşıya kalıyor.

Ancak bizler de bu hukuksuzluğa karşı direnme hakkımızı kullanıyoruz. Bugün Bergama’da belediye işçileri, İzmir’de metal işçileri, Çorlu’da tekstil işçileri Anayasal hakları için kora kor bir direniş sürdürüyor. Biz DİSK olarak her yerde olduğu gibi burada Yenice’de de direnen işçi arkadaşlarımızın yanındayız, ve bu mücadelenin yanında olmaya, Türkiye’nin dört bir yanında beraber direnmeye devam edeceğiz.

Bu sadece direnen işçilerin meselesi değildir, bu Türkiye işçi sınıfının meselesidir, memleket meselesidir. Türkiye’de her yüz işçiden sadece 10’u sendikalı ve sadece 6’i toplu sözleşme hakkından faydalanıyor. Bu sayede Türkiye’de yüzde 1’lik azınlık ürettiğimiz değerin nerdeyse yarısına el koyabiliyor. Bu sayede dünyanın en uzun çalışma saatleriyle, işçi sağlığı ve iş güvenliği hiçe sayılarak işçi çalıştırılabiliyor. Bu sayede az işçiye çok iş yaptırılarak, çalışanlara karşı tehdit olarak kullanılmak üzere işsizler ordusu yaratılabiliyor. Bu sayede emeklilik hakkımıza, kıdem tazminatımıza el uzatılıyor. Bu sayede ülkemiz işverenler için sömürü cenneti, işçiler için cehenneme çevriliyor. İşçiler örgütsüz bırakılarak tüm ülkede yağma ve talan düzeninin sürmesi amaçlanıyor. 

Bu adaletsizliklere karşı direnmek, mücadele etmek haktır. Ve hak olmanın da ötesinde görevdir. Şu anda burada direnen arkadaşlarımız, sadece kendi hakları için değil, yeryüzü aydınlansın diye, bu memleket aydınlansın diye yeraltının karanlığındalar. Ben haklarına sahip çıkarken aslında Türkiye işçi sınıfı için ve memleket için onurlu görevin sorumluluğunu üstlenen direnişçi arkadaşlarımızı bir kez daha selamlıyorum.

Onuruyla direnen, adalet isteyen, haksızlık karşısında eğilmeyen arkadaşlarımız işbaşı yapana kadar, bizler de onlarla kol kola omuz omuza mücadeleye devam edeceğiz. Bedeli ne olursa olsun bu onur mücadelesinin sonuna kadar yanında olacağız. Bedeli ne olursa olsun işçi arkadaşlarımızın talepleri gerçekleşene kadar beraber direneceğiz:

Atılan işçiler geri alınsın!

Zafer direnen işçilerin olacak!

İnadına sendika, inadına DİSK!

ITUC ETUC