Image Map

#Soma: Çarklar dönüyor, işçiler ölüyor

DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu’nun Soma katliamının 6. yıldönümünde yaptığı açıklama:

Bundan tam 6 yıl önce, 2014 yılı Mayıs ayında Soma’da 301 maden işçisini büyük bir katliamda yitirmiştik. O günden bugüne acılarımız hafiflemedi, aksine yaralarımız daha da kanadı, acılarımız daha da büyüdü.

“Soma’dan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” şeklindeki beyanlar havada kaldı, ülkemizde iş cinayetleri artarak devam etti, Soma katliamının hesabı sorulmadı. Soma katliamının bir istisna değil, yaşadığımız vahşi sermaye düzeninin normali olduğu her gün yeniden hatırlatıldı.

Soma katliamı büyük ölçüde cezasız kaldı. Gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini bilerek ve isteyerek almamak, daha fazla kar için işçileri ölüme göndermek hata değil kasıttır. Yıllık üretim planının neredeyse üç katı üretim yapmak için işçileri zorlamak hata değil, kasıttır. Ancak mahkeme Soma davasında sanıkları “olası kasıt” ile cezalandırmayı uygun görmemiştir. Yargı sistemi, madenin patronlarını salıverirken ölen her bir işçi için 6 gün hapis cezasını yeterli görmüştür.

Başından beri madenlerde gerekli denetimi yapmayanlar, Soma’daki öldüren çalışma düzenine izin verenler, güvencesiz ve taşeron çalıştırma biçimlerini egemen hale getirenler, sendikalaşmanın önüne engeller koyanlar da hiçbir biçimde hesap vermemiştir. Oysa madenlerdeki taşeron, rodövans, dayıbaşılık gibi güvencesiz çalıştırma uygulamalarını yaygınlaştırmak, madenleri özelleştirmek, kamu denetiminden çıkarmak da hata değil, kasıttır.

Katliamın hesabı adil bir biçimde sorulmayarak bu düzende işçinin emeği kadar canının da ucuz olduğu gösterilmiştir. Bu düzen, daha fazla kar için daha fazla kan dökülmesini meşru gören bir düzendir. Soma katliamından sonra yaşananlardan sonuçlar çıkararak gerekli önlemlerin alınması, işçilerin çalışırken ölmelerinin önüne geçilmesi söz konusu bile olmamış, aksine yaşananlara “fıtrat” diyerek bakan bir anlayış ile ülkemizde katliam çarkları dönmeye devam etmiştir.  13 Mayıs 2014’ten bugüne ülkemizde 36 Soma katliamı kadar işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir.

İş cinayetleri kaza değildir, fıtrat değildir. İş cinayetleri bugün de Covid-19 pandemi sürecinde karşı karşıya olduğumuz “İşçiler ölse de çarklar dönsün” anlayışının sonucudur. Hafta sonu bulaşan ama hafta içi bulaşmayan, sokakta/meydanda/parkta bulaşan ama fabrikada, AVM’de bulaşmayan, yürürken bulaşan ama çalışırken bulaşmayan, herkese bulaşan ama işçiye bulaşmayan bir virüs icat ederek salgını  bir işçi sınıfı hastalığına çeviren politikalar, akıl, bilim ve yaşama karşı vahşi sermaye düzeninin tercihidir. Çarklar dönsün denilerek çalışmaya zorlanan işçiler arasında hastalığın Türkiye ortalamasına göre 3.5 kat yaygın olması, fabrikalarda, madenlerde, şantiyelerde Covid-19’un bir işçi sınıfı hastalığı haline gelmesi, Soma katliamına yol açan politikaların bir devamıdır.

İş kazalarında, meslek hastalıklarında,salgınlarda ölmemek için işçi sağlığı ve iş güvenliği alanını temel örgütlenme ve mücadele alanı olarak ele almak, bu birikim rejiminin değiştirilmesi için kaçınılmaz gerekliliktir.

Soma katliamını unutmamak unutturmamak hepimizin görevidir. Soma’nın hesabını er ya da geç soracak, bu vahşi sermaye düzenine mutlaka son vereceğiz. Bu ülkede çalışırken ölmeyeceğimiz, insanca çalışacağımız, insanca yaşayacağımız yeni bir toplumsal düzeni mutlaka kuracağız!

ITUC ETUC