Image Map

Dünya Mülteciler Günü panelimizde “ortak mücadele” vurgusu

“Mülteci İşçiler, Sendikalar ve Barış” başlıklı panelde mültecilerin Türkiye işçi sınıfının bir parçası olduğu vurgulanarak birlikte mücadele yöntemleri tartışıldı.

DİSK, Dünya Mülteciler Günü vesilesiyle “Mülteci İşçiler, Sendikalar ve Barış” başlıklı online bir panel düzenledi.

DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Mülteci İşçiler Dairesi Başkanı Seyit Aslan’ın yönettiği panele Göç Araştırmaları Derneği (GAR) kurucularından Doç. Dr. Didem Danış, TEPAV araştırmacısı Omar Kadkoy ve Doç. Dr. Erhan Keleşoğlu konuşmacı olarak katıldı. Sendika temsilcilerinin ve akademisyenlerin takip ettiği etkinlikte mülteci işçilerin sorunları ve Türkiye işçi sınıfıyla birlikte mücadele koşulları ele alındı.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu açılış konuşmasında mültecilerin hali hazırda zor koşullarda hayatta kalma mücadelesi verdiğini hatırlatarak pandemiyle koşulların daha da zorlaştığını vurguladı. Mültecilerin yeterli sağlık ve hijyen koşullarına ulaşamadan salgına karşı korunmasız kaldığında dikkat çeken Çerkezoğlu, “Bu salgın hepimize toplumun tüm üyeleri salgına karşı korunmadıkça, hiç kimsenin salgından korunamayacağını gösterdi” diye konuştu. Türkiye’de yaşayan göçmen ve mülteci işçilerin bir yandan yasal statü olarak güvencesizliğe ve korkuya mahkum edilirken, diğer yandan ise temel çalışma haklarından faydalanamadığını söyleyen Çerkezoğlu şunları belirtti: “Türkiye’deki sığınmacıların neredeyse tamamı herhangi bir yasal güvencesi veya hakkı olmadan çalışmaktadır demek yanlış olmaz. Bu güvencesiz statü nedeniyle işçiler yasal bir hak olan asgari ücreti dahi alamamaktadırlar; e-devlet sistemi nedeni ile çalışırken bir sendikaya üye olamamakta, yani temel bir insan hakkı olan örgütlenme hakkından mahrum bırakılmaktadırlar; göçmen kadın işçiler, çalıştıkları işyerlerinde sıklıkla tacize maruz kalmakta ancak bir yasal yaptırıma uğrama veya sınır dışı edilme korkusuyla şikayet dahi edememektedirler.

Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Göç Araştırmaları Derneği (GAR) kurucularından Doç. Dr. Didem Danış, “Mülteci İşçiler ve Güvencesizlik” başlıklı sunumunda mültecilerin ucuz ve esnek iş gücü olarak kullanıldığını vurguladı. 2019 yılı Birleşmiş Milletler raporuna göre Türkiye’de toplam mülteci ve kayıtlı göçmen sayısı 5,5 milyon olduğunu belirten Danış, Türkiye’de 2016 yılı ocak ayında yapılan çalışma izni düzenlenmesine rağmen sadece 34 bin 573 Suriyelinin çalışma izni alabildiğine dikkat çekti. Mültecilerin en fazla çalıştığı sektörlerin basında tekstil ve hazır giyim sektörünün başı çektiğini söyleyen Danış, bu sektördeki mevcut iş yerlerinin yüzde 93’ünün 1-50 arası işçi çalıştıran küçük işletmelerden oluştuğunu bunun da güvencesiz ve kayıt dışı çalışmayı artırdığını belirtti. Mültecilerin çalışma iznine başvurusunun işverene bağlı olduğunu hatırlatan Danış “Mülteciler çalışma iznine kendileri başvurabilir. Hatta 5 yıl bu şekilde çalışanlara oturum iznini önü açılabilir. Kayıtlı alan çekmek için de teşvik edici olabilir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezdinde çalışma izninde düzenleme yapılabilir” diyerek önerilerini sundu.

TEPAV araştırmacısı Omar Kadkoy “Türkiye’deki Suriyelilerin 10 Yılı: İş Gücü Piyasasına Etkileri” başlıklı sunumunda Suriyelilerin en çok tekstil, ulaşım, inşaat gibi sektörlerde çalıştığını söyledi. Suriyelilerin yaklaşık 2 milyonun çalışma yaşında olduğunu belirten Kadkoy, 813 bin Suriyelinin çalıştığını ancak bunların çok büyük kısmının kayıt dışı olduğunun altını çizdi.

Doç. Dr. Erhan Keleşoğlu, mültecilerin artık Türkiye işçi sınıfının bir parçası olduğunu ve mücadelenin bu hat doğrultusunda verilmesi gerektiğini vurguladı. Mültecilerin Suriyeli, Afgan, Afrikalı gibi işçi sınıfı içinde etnik olarak ayrıştığını dile getirerek “Bu gruplar da kendi aralarında rekabet ediyor. Türkiyeli işçi sınıfı işleri elinden alındığı gerekçesiyle mültecilere tepki gösteriyor. Bu çoğu zaman ırkçı tepkilerden oluşuyor. Halbuki işçi sınıfının yaşadığı sorunlar mültecilerle ilgili değil. İşçi sınıfını bir araya getirmek ve örgütlü şekilde mücadelelerini sağlamak için DİSK’in ortaya koyduğu politikalar önemli” diye konuştu.

ITUC ETUC