Image Map

İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz!

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun İstanbul Sözleşmesi ve “kadına yönelik şiddet” ile ilgili TBMM’de kurulan komisyon hakkında basın açıklaması  

Bundan 10 yıl önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından oybirliğiyle kabul edilerek imzalanan ve İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden bir gece yarısı yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile çekilme kararı alındı.

Kadınlara yönelik her türlü ayrımcılık ve şiddet en üst perdeden devam ederken evde, sokakta, işyerinde kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve mücadele edilmesi amacıyla hazırlanan ve Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz.

Kadınlara yönelik ayrımcılık, şiddet ve taciz her geçen gün artıyor. Covid-19 salgınıyla birlikte evlere kapanmanın neticesinde ev içi şiddetin arttığı böylesi bir dönemde hükümetin her türlü eşitsizliği, adaletsizliği, ayrımcılığı ve şiddeti ortadan kaldırmak için İstanbul Sözleşmesi’ni etkin bir şekilde uygulaması gerekirken imzacısı olmaktan çekilme kararı kabul edilemez.

20 Mart 2021’de 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’yla Anayasa’ya aykırı bir şekilde İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin ardından 23 Nisan 2021 tarihli Resmî Gazete’de “Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Üye Seçimine Dair Karar” yayımlandı. DİSK’in de davet edildiği bu yeni komisyon ile İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararı perdelenmeye çalışıldı.

Adı geçen Meclis Araştırması Komisyonu’ndan gelen toplantı davetine İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesi kararının geri çekilmemesi halinde katılmayacağımızı bildiriyoruz. Sözleşmeler, koşullarına uyulması yasayla desteklenmiş olan hukukî işlemlerdir ve sözleşmeyi tek taraflı olarak ortadan kaldırma tutumu değişmeden söylenecek sözlerin, bağıtlanacak sözleşmelerin de hiçbir hükmü olmayacaktır. TBMM’nin oybirliğiyle kabul ettiği, kadınların önemli bir kazanımı olarak kabul edilen bir sözleşmeyi tek bir imza ile, tek taraflı olarak ortadan kaldıran yaklaşımdan vazgeçilmediği müddetçe bu komisyona katılmamız mümkün değildir.

Kadınların ikincilleştirilmesine ve kadınlara karşı cinsiyetçi tutumlara karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadın hareketinin geçmişten bugüne en önemli kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’ni ve hem kendi yaşamlarımızı hem de kız kardeşlerimizin yaşamlarını savunmaya devam edeceğiz.

Bir kez daha söylüyoruz ki İstanbul Sözleşmesi bizimdir. Sendikaları, meslek örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini, kadınlardan yükselen sesi büyütmeye, başta İstanbul Sözleşmesi ile ILO’nun 190 sayılı Sözleşmesi olmak üzere haklarımızı koruyan ve geliştiren her türlü yasaya ve sözleşmeye sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Yaşamak haktır, İstanbul Sözleşmesi, kadınları ve kız çocuklarını yaşatır!

ITUC ETUC