Image Map

Amasız, fakatsız, ayrımsız, Çaykur işçilerine kadro!

DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun DİSK/Gıda-İş Rize Bölge Temsilciliği’nde yaptığı açıklama:

Bugün burada mevsimlik çalışmaya mahkûm edilen Çaykur işçilerinin kadro talebini bir kez daha ifade etmek için bir aradayız.

Gerek Gıda-İş sendikamız, gerek DİSK Karadeniz bölge temsilciliğimiz, gerekse konfederasyon olarak yıllardır her platformda mevsimlik Çaykur işçilerinin sorunlarını dile getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Bıkmadan yılmadan kadro meselesini, işsizlik sigortası meselesini ve Çaykur’daki taşeron düzenine son verilmesi talebini güncel tuttuk ve gündemden düşürmedik.

Mevsimlik işçilerin kadroya geçmesi için sendikamızın hazırladığı yasa tasarısı ve mevsimlik işçilerin işsizlik sigortasından yararlanması için yapılması gereken düzenlemeler meclisteki partilere ulaştırıldı. Bu sürecin de takipçisi olmaya devam edeceğiz.

Mevsimlik çalışmaya zorlanan işçilerinin verdikleri yaşam mücadelesi görmezden gelinemez. İşçi arkadaşlarımızı 5 ay 29 gün çalışıyor ama faturalar 12 ay geliyor. Çocuklar 5 ay 29 gün değil 12 ay eve ekmek bekliyor.  Her gün ama her gün fiyatların hızla arttığı, bir bölüşüm ve geçim krizinin zirveye çıktığı bir dönemde bu insanlarımız en temel ihtiyaçlarını, 5 ay 29 gün değil 12 ay boyunca karşılamak zorundalar.

Çaykur yöneticilerine ve ülkeyi yönetenlere buradan bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, açlık sınırının altında bir ücretle mevsimlik çalışmaya zorladığınız Çaykur işçileri ve aileleri mevsimlik yaşamıyor.

Buradan bir kez daha ilan ediyoruz, DİSK olarak, Gıda-İş olarak, buradaki siyasi partiler ve demokrasi güçleri olarak tüm gücümüz ve imkanlarımızla kadro hakkını elde edilinceye kadar mücadelemizi Çaykur işçilerle birlikte sürdüreceğiz.

Çay üretimi Karadeniz bölgesinin en önemli gelir kaynaklarından birisi. Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin illerini kapsayan, on binlerce ailenin ve milyonlarca emekçinin geçim kapısı olan çay ile bu bölge nüfusunun insanca yaşamasını sağlamak mümkün. Ama maalesef Karadeniz’in yeşil altını bu bölgenin insanlarına hak ettikleri insanca yaşamı sağlayamıyor. Bunun nedeni elbette tercih edilen politikalar.

Tarımı tamamen piyasaya terk eden politikalarla, küçük üretici piyasanın insafına işçiler daha ağır sömürü koşullarına mahkûm edildi. Fındıktan çaya bu bölgenin tüm zenginliklerinin birkaç tekele peşkeş çekilmesi için, kamu fabrikalarının özelleştirilmesi için ciddi adımlar atıldı, atılıyor. Bir zamanlar gıdada kendi kendine yeten bir ülke olan Türkiye, bugün tarımda ithalatçı konumuna geliyor. Bu durum 80 milyonun sofrasına %100’ü aşan gıda enflasyonu olarak yansıyor.

Yani burada Çaykur işçisinin derdi, çay üreticisinin derdi, fındık üreticisinin derdi sadece onların derdi değildir. Bu bir memleket meselesidir. İşçiyi güvencesiz çalışmaya, üreticileri tarım tekellerinin insafına, 80 milyonu da pahalı gıdaya mahkûm eden politikalar sadece Çaykur işçisinin değil, sadece Karadeniz’in değil memleketin sorunudur.

Bizler burada bir kez daha duymayan kulaklara, görmeyen gözlere şunu söylemek istiyoruz. Amasız, fakatsız, ayrımsız bütün Çaykur işçilerine kadro talep ediyoruz. Güvenceli ve insanca yaşanacak bir ücretle çalışmanın herkesin hakkı olduğunu hatırlatıyoruz.

Gerek Gıda İş sendikamız gerekse DİSK olarak tüm gücümüz ve olanaklarımızla, Çaykur işçilerinin haklarını savunmak için mücadeleye devam edeceğimizi buradan bir kez daha ifade ediyoruz.

ITUC ETUC