18 Aralık Göçmenler Günü: Kayıt dışı, güvencesiz çalıştırmaya ve çocuk işçiliğine son!
DİSK Yönetim Kurulu’nun 18 Aralık Dünya Göçmenler Günü vesilesiyle yaptığı basın açıklaması:
2023 yılının sonuna geldiğimizde Türkiye’deki göçmen işçiler insanlık dışı şartlarda, resmi asgari ücretin çok altında ücretlerle, hiçbir hakları, güvenceleri olmadan, sadece bir sonraki gün de işe gidebilmek için çalışmaya devam etmektedir.
Birleşmiş Milletlerin Uluslararası Göçmenler Günü olarak ilan ettiği 18 Aralık tarihinde ülkemizdeki göçmen işçilerin sorunlarını ve çözüm önerilerini kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Ülkemizde kayıtlı 3 milyon 237 bin 585 kişi geçici koruma statüsüyle yaşamaktadır. Bu statüye sahip olup kayıtlı çalışan işçi sayısı ise sadece 91 bin 500 ve eğitimde olanlar ise 789 bin olarak yayınlanmıştır. Bu resmi verilere göre 2 milyon insanın kayıtlı istihdamda veya eğitimde olmadığı ortaya çıkmaktadır. Kadınların işgücüne katılımda geride oldukları da düşünüldüğünde, 1 milyondan fazla kişi kayıtsız, sigortasız şekilde çalıştırılmaktadır. Bu kişiler başta tekstil, hazır giyim ve deri ve inşaat iş kollarında olmak üzere farklı iş kollarında çalışmaktadır.
Suriye’deki savaş sonucunda Türkiye’ye gelen insanlar ülkemizde “geçici koruma” adı verilen bir statüde bulunmaktadırlar. Bu statü adı üzerinde geçici bir statü olup, insanların hayatlarını ne şekilde sürdüreceklerini ve geleceklerini belirsizleştirmektedir.
Geçici Koruma statüsünde bulunan kişilerin çalışmak istediklerinde çalışma izni alması gerekmektedir.
Geçici koruma statüsündeki kişiler çalışmak, iş bulabilmek umuduyla kayıtlı oldukları illerden büyükşehirlere göçmektedir. Kayıtlı oldukları il ikamet ettikleri il olmadığı için çalışma izni almaları, çocuklarını okula kaydettirmeleri mümkün değildir. Hatta kayıtlı olmadıkları illerdeki hastanelerde sağlık hizmeti bile alamamaktadır.
Göçmenlerin çocukları bazen yaşam zorluklarından, bazen de ikamet ettikleri il ailelerinin kayıtlı olduğu il olmadığından dolayı okula gidememekte, erken yaşta çalışmak zorunda kalmaktadır. Çocuklar belli bir yaşa geldiğinde ailenin gelire ihtiyacı olması sebebiyle babanın çalıştığı yerlere, işe gönderilmektedir. Babaların sigortasız şekilde, iş sağlığı ve güvenliğinden bahsedilemeyecek ortamlarda çalışıyor olması çocukları da etkilemektedir.
Uygun bir eğitim sistemi kurulmadığı için çoğu göçmenin Türkçe öğrenmesini mümkün olmamakta, bu durum toplumla bütünleşmelerini zorlaştırmakta ve insanca yaşayabilecekleri bir iş aramalarını engellemektedir.
Patronların neredeyse hiçbir ceza almadığı iş cinayetlerinde göçmenler hayatını kaybetmekte, arkada bıraktıkları ailelerinin yaşamları yaşanan adaletsizlikle daha da zorlaşmaktadır.
Türkiye’de modern zamanda kölece çalışma koşulları ve çocuk işçilik sorunları artık yaygın hale gelmiştir. Bu problemler ülkemizdeki kapitalist ekonominin kar hırsından kaynaklanmaktadır. Göçmen ve mültecilerin haklarının gaspı, yerli işçi ve emekçiler için de tehdit oluşturmaktadır. Güvencesiz ve kayıtsız göçmen emeğiyle ülkemizde ücretler genel seviyesi aşağıya çekilmek istenmektedir.
Bu insanlık dışı duruma son vermek için acilen atılması gereken adımlar vardır. Göçmen işçi ve emekçilerin çalışma izni patronların insafından çıkarılmalıdır; kayıtlı çalışma ivedilikle tüm göçmen mülteci işçiler için sağlanmalıdır. Çocuk işçiliğin önüne geçilerek, göçmenlerin dil bariyerine takılması ortadan kaldırılmalıdır. Eğitim tüm çocuklar için eşit hale getirilmeli, eğitimden ayrılan göçmen çocukların eğitimle buluşması sağlanmalıdır.
Tüm bunların gerçekleşmesi için başta sendikalara düşen -yerli ve göçmen- tüm işçilerin ortak mücadelesi örgütlemektir. Yerli ve göçmen işçilerin hakları için, kayıtlı çalışma için, güvenceli bir gelecek için birlikte mücadele çağrımızı yineliyoruz.